Veganlık, ‘İnsan ve hayvan kardeşliği’ -2

Veganlık elbette ki bir bilinçlilik işidir. Vegan bir birey bilinç olarak 3. boyut realitesinden çıkmıştır artık. Uyanmıştır ve farkındalık sahibidir. Veganlık bir diyet biçimi değildir; köleliğin son bulması fikrine bireysel düzeyde etik bir bağlılıktır. Veganlık sadece yemekle alakalı değildir; giyimle, başka ürünlerle, seçimleriniz ve eylemlerinizle de ilgilidir. Veganlık hayvanları insanların malı olarak gören mantığı reddeder, ve onların yaşama hakkını kabul eder. Veganlık şiddetsizliği savunur. Hayvan hakları hareketi bir barış hareketidir, insanlara ve tüm hayvanlara gösterilen şiddete karşı gelir.

    

Veganlık diye tanımladığımız kavram; hak, adalet, şiddetsizlik ve özgürlük gibi gerçekleri içerir. Eğer bu kavramlar bizim için önemliyse vegan olmamız gerekir. Aksi halde tutarsız davranmış oluruz. Feminist diye geçinen birinin inekleri, tavukları birer nesne olarak görmesi, sömürmesi ne derece tutarlı olabilir ki? Cinsiyetçilik deyince sadece kendi türümüz mü aklımıza gelmeli? Bir ineğin kadınlığının, benim kadınlığımdan ne farkı olabilir ki? Sözüm ona bir feminist eğer vegan değilse, kesin ve net söylüyorum ki; cinsiyetçidir. Savunduğu ideolojiyle zıtlaşıyordur. Tutarsızdır.

    

Aynı şey solcular için de geçerli, o sözde solcular…  En mazlumun bile ezdiği hayvanlara zûlmedeceksin ve solcuyum diye geçineceksin. Ezilenin yanındaysan eğer ezmeyeceksin, ötekileştirmeye karşıysan, sırf tür olarak senden farklı olduğu için hayvanları ötekileştirmeyeceksin. Hem söylesene; cinsiyetinden, ırkından dolayı bir insanı ötekileştirmekle, türünden dolayı bir hayvanı ötekileştirmek arasında ne fark olabilir ki? İkisi de faşizim değil mi? Ki aslına bakarsak faşizmin kaynağı türcülüktür. Eğer türcüyseniz, yani eğer vegan değilseniz savunduğunuz hak, adalet, şiddetsizlik ve özgürlük gibi kavramların hepsi hükümsüz kalır.

    

Nitekim eğer hak istiyorsak, haksızlık etmememiz gerekir. Adalet istiyorsak, adil olmamız gerekir. Öldürülmek istemiyorsak, öldürmememiz gerekir. Ve eğer özgürlük istiyorsak, özgürleştirmemiz gerekir.

    

Bir yandan, fazlasıyla bizim gibi olan hayvanları yiyecek, giyecek, binek, denek olarak görüp her türlü haklarını gaspederken, bir yandan da hak ve adaletten bahsedemeyiz. Bir yandan hayvan kullanımına/ sömürüsüne destek olurken bir yandan da köleliğe karşı çıkamayız. Bir yandan dünyadaki en büyük soykırıma, hayvan katliâmına sessiz kalırken, bir yandan da barış nidâları atamayız, şiddetsizliğe karşı olduğumuzu iddiâ edemeyiz.

 

Nitekim asıl şiddet tabağımızda, asıl şiddet giydiğimiz deri montta, asıl şiddet kullandığımız kozmetik üründe, asıl şiddet ailecek gittiğimiz sirklerde. Eğer şiddete karşıysak vegan olmamız gerek. Eğer mutlu ve özgür bir yaşam istiyorsak, mutlu ve özgür bir yaşama müsaade edeceğiz. Veganlık bu kadar basit aslında.