Dün geceden tuttu heyecan. Gün doğmadan uyanıp her şeyin bedavadan bir tık fazlaya satıldığı yere gidecektik. Bit pazarına! Sabah 5 gibi kalkıp düştük yola. Yok canım ne erkeni, bit pazarına gitmek için geç bile sayılır.
Bu çağın insanı olmadığımdan mı bilmem ama
nostaljiyi çok severim.
Eskilere ait her şeye bayılırım.
Ruhu olan eşyalara...
Vintage, antika, ikinci el..
Haliyle bit pazarlarına gitmek
inanılmaz bir keyif benim için.
Haftada sadece bir kez kurulan bu pazara
Holin ve Piya'yı ilk kez götürecektim.
Benden daha fazla heyecanlıydılar.
Benden önce hazırlandılar.
Vardık..
Boş bir alanda düzensiz
oldukça karışık ve toz toprak içerisine kurulu bir pazar.
Herkesten önce gelmiş olmanın verdiği haz ile dolandık. Elimizde minik bir fener...
Dumanı tüten çorbayı görünce çöktük hemen!
Hava ayaz mı ayaz.
Ne iyi geldi..
İnsanlar kullanmadıkları ürünleri buraya getirip satıyorlar. Takas yapanlar da oluyor.
Tabii büyük çoğunluğu çalıntı ürünler...
Ne ararsan var!
İkinci el eşyalar, antikalar, hurdalar,
yiyecek- giyecek, elektronik eşya, bisiklet...
Binlerce liralık ürünleri burada 3- 5 liraya alabilirsiniz.
İhtiyacımız olan harika ürünler aldık
ve neredeyse bedavaya.
İnanılmaz eşyalar gördük,
güldük bazen.
Bir mobese kamerası, kocaman
duruyor öylece..
Nasıl buldunuz,
nereden getirdiniz diye sormuyoruz tabii.
Kim alacak acaba,
o da muamma!
Havası, kokusu
ve üzerine sinen yılların yaşanmışlıkları ile
bit pazarları her daim heyecanla gezilecek yerler.
Her an keşfe açık olan bu yerlerin
farklı bir ruhu vardır.
Kışın ortasında güneş gözlüğü aldırır size!
Ayrıca
tüketim çılgınlığına karşı bir nevi "geri dönüşüm" merkezleridir.
Sürdürülebilir bir yaşamdan mı dem vuruyorsun;
mağazaya değil, haydi bit pazarına.
Hem çevreye katkı
hem cebe..
Hem de ruha..
Bu ürünler nefes alıyor yahu.
Bin liraya alacağın marka ayakkabı
burada 10 liraya.
KDV yok !
Devletin elinin değemediği özgür alış-veriş noktaları..
Yaşasın bit pazarları.