“17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası” kapsamında ve yanı sıra Cumartesi Anneleri’nin 1000’inci haftası dolayısıyla birçok şehirde dün eylemler yapıldı.
Ortak bir metin ile adalet talebi yükseldi. Okunan ortak metin şöyleydi:
“Aynı derin acı ve aynı ısrarla 1000 hafta!
Bugün burada, 1000. kez aynı derin acı ve aynı ısrarla bir araya geliyoruz.
1000 hafta… Yani 7000 gün, 229 ay… Yani arayışla geçen bir ömür…
Biz Cumartesi Anneleri/ İnsanlarıyız. Anneyiz, babayız, eşiz, kardeşiz, evladız, yeğeniz, torunuz. Yani sizler gibiyiz.
Ama aslında bir farkımız var sizden.
Bizim kalbimizde aynı derin yara sızlıyor; sevdiklerimizin mezarlarına bile sahip olamamanın tarifsiz acısı.
Devletin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınan sevdiklerimizden bir daha haber alamadık. Ya aylar, uzun yıllar sonra 'kimliği meçhul kişi' olarak gizlice gömüldükleri kimsesizler mezarlığında ağır işkence izleri taşıyan bedenlerine ulaştık ya da hiçbir iz bulamadık. Onlardan geriye sadece isimleri ve kucaklarımızdaki fotoğrafları kaldı..”
Diyarbakır’da da dün bu ortak metin okundu. İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve
kayıp yakınları "Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın" eyleminin 798. haftasında da adalet arayışını sürdürdü.
Kayıp yakınları, yaşlısıyla çocuğuyla bu hafta da Koşuyolu Parkı’nda bir araya geldi.
Kimi oğlunu arıyor, 70’inde.
Kimi dedesini arıyor, 7’sinde.
Bu adalet arayışı kuşaktan kuşağa aktarılıp gidecektir.
Hiç şüphesiz!
Bu insanlar yakınlarının kemiklerini arıyorlar.
Aradan geçen onca yıla rağmen aynı umut ile...
Kimi babasının, kimi oğlunun,
kimi kardeşinin kemiğini..
Holin’de 7 yaşında ve dedesinin kemiklerini bulmayı umuyor.
Katliamların üstü örtülemez,
insanlık suçlarının zaman aşımı olmaz!
Bir an önce Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmalıdır.
Faillerinin yargılanması için devlet
tüm arşivlerini açıp
bu utanç ile yüzleşmelidir.
Toplu mezarlar açılıp, insanlara
kayıplarının kemikleri teslim edilmelidir.
Bu insanların, üzerinde ağlayacakları
bir mezarları dahi yok...