27 Mayıs 1967 tarihinde ilk kez ziyaretimde edindiğim izlenime göre; Batman, dağından taşından petrol fışkıran bir ilçe. İlçe ama bağlı olduğu il Siirt’i fersah fersah geride bırakmış bir ilçe. Raman Dağı çevresi petrol kuyuları ile dolu. Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) nın işlettiği petrol kuyularında yüzlerce işçi çalışıyor. Bu bakımdan hareketli bir yer. Ulaşım imkânları da müsait; karayolu ve demiryolunun yanında Türk Hava Yolları uçakları da sefer yapıyor.

TPAO lojmanları yemyeşil ağaçların içerisinde Batman’a modern bir şehir havası veriyor. İşletmenin bütün eğlence imkânları da mevcut. Meselâ bir orkastrası var ki, iki yıl üst üste, Türkiye genelindeki Altın Mikrofon Yarışmasında finale kaldı. 1968 yılında da birinci olup, altın mikrofonu aldılar.(1968 yılı Haziran ayında tekrar gittiğim Batman’da bu altın mikrofonu TPAO konuk evinin muhteşem salonunda gördüm. Ayrıca bu salonda dünya şampiyonu olan güreşçimiz  MehmetEsenceli’ye ait bir kupa ile, Harp Akademilerinin  bir plaketi de yer alıyordu… Ayrıca bu ikinci Batman seyahatimde TPAO tesislerinde mükemmel bir yüzme havuzu ve kafeler gördüm. Bu tesisler içerisindeki  yaşantı ile Türkiye’nin herhangi birr şehrimizdeki yaşantı arasında pek fark olmadığını tespit ettim.)

 

30 bini bulan nüfusu ile Batman, devamlı olarak gelişmektedir. Bir de Askeri NATO Hava Alanına, büyükçe bir askeri birlik gelirse, o zaman Batman çok daha ileri bir seviyeye gelecek ve ekonomik olarak Diyarbakır’ı bile zorlayacaktır.

Batman’ın çok temiz ve güzel otelleri, rahatça yemek yenilebilecek lokantası ve kıraathaneleri vardır. Birkaç sinema da petrol işçilerinin akşamları pek rağbet ettikleri eğlence yeridir. Ayrıca çay bahçeleri de vardır.

Velhasıl eskiden çok küçük bir köy olan, fakat günden güne dev adımlarla ilerleyen Batman, istikbale güvenle bakmaktadır.

 

Diyarbakır’da görev yaptığım 1965-1971 yılları arasında, Doğu ve Güneydoğu bölgemizi fırsat buldukça gezmiştim. O arada 1967 ve 1968 yıllarında iki kez de Batman’a gitmiştim. O yıllarda Batman, 27 Mart 1986 tarihinde gördüğüm Batman kadar, gelişmiş değildi. Kuşkusuz TPAO tesisleri Batman’ı ihya etmiştir. Ne var ki bu tesisler, Türk toplumundaki sosyal farklılıkları da gözler önüne sergilemektedir. Keza fırsat eşitliği denilen kavramın, henüz ülkemizde mevcut olmadığının da somut bir göstergesidir, bu tesisler…

Örneğin, TPAO tesislerindeki bir mühendis lojmanı, Batman Kaymakamlık lojmanından, mukayese edilemeyecek denli mükemmel! Peki neden?...

Diyarbakır’dan Batman’a trenle gittim. Sözde ekspres trendi ama, yük katarı kadar ağır ve banliyö treninden daha pisti!...

Batman’da kaçak mal satan birçok mağaza ve üç katlı bir İşhanı var. Burada ticaret yapanlar arasında Lübnan uyruklu olanlar bile var. Bunların çift uyruklu olduklarını söylediler.

Mardinli olduğunu söyleyen bir taksi şoförü bana aynen şöyle dedi: “Batman sıcak, tozlu-topraklı, pis ve hırsız dolu bir yer!” Şoför, Batman’dan şikayetçiydi. Arabasının pencere camını kırarak, teypini çaldıklarını söylemişti, Taksilerin hepsi damalı değildi. Kent içinde nereye gidilirse gidilsin, 50 TL ücret alıyorlardı. Ama taksilerin hemen hemen tamamı eski ve pis idi. Tabii kent içinde ulaşımı sağlayan otobüsler ve dolmuş minibüsler de vardı.

Genç bir belediye başkanı vardı ve bu başkan, şehir içindeki yolların düzenli hale getirilmesi için canla başla çalışıyordu…Askeri lojmanlar, havacıların lokali, polis lojmanları hemen göze çarpıyordu. Yerli halkın yabancılara bakışları ürkütücüydü. TPAO tesisleri gözde ve göz alıcıydı. Buradaki tesislerden, özellikle havuzdan, askerler ve eşleri de yararlanıyorlardı.

Batman’dan Diyarbakır’a otobüsle dönerken, koltuk arkadaşım Diyarbakırlı bir genç idi. Silvan’da otobüs mola verince bana çay ısmarladı. Kürt’tü. Çayı Kürtçe istedi ve dedi ki; “Türkçe konuşanlara bayat çay verirler!...”

***

 Son Batmangezim , torunum Özge’nin doğumundan hemen sonra olmuştu.

Kızım Gönül’ün eşi Hasan Öner, Hava Astsubay olarak Batman’a tayin olmuş, Özge de 07 Ocak 1986 tarihinde Batman’da dünyaya gelmişti.(Batman doğumlu torunum Dr.Özge Öner, halen İngiltere’de Kembriç Üniversitesinde Doçent olarak görev yapmaktadır)

Diyarbakır’da, Dicle Üniversitesi’nde düzenlenen Ziya Gökalp ile ilgili sempozyumunbitiminden sonra trenle Batman’a gitmiş, hem kızımla damadımı tebrik etmiş, hem de torunumu görmüş, kucağıma almış, öpüp koklamıştım.

 Batman o tarihte Siirt’e bağlı bir ilçe idi. Ama, bağlı olduğu Siirt’ten her bakımdan daha ileri seviyede idi.

1990 yılına kadar çok hızlı bir gelişme yaşayan Batman, 16 Mayıs 1990 tarih ve 3647 sayılı kanunla Beşiri, Kozluk ve Sason ilçeleri Siirt'ten, Hasankeyf ve Gercüş ilçeleri Mardin'den alınıp Batman’a  bağlanarak Türkiye'nin 72. ili olmuştur.

 Doğu şehirlerinin birçoğunda olduğu gibi Batman'da da ekonomi genel olarak tarım ve hayvancılık üzerine bulunmaktadır. Son yıllarda Organize Sanayi Bölgesi'nde yaşanan genişleme ile birlikte yüzlerce yeni tekstil işletmesinin açıldığı şehirde, Batman Ticaret ve Sanayi Odası verilerine göre 9 bin kişi tekstil atölyelerinde çalışmaktadır. Yine bu verilere göre, şehirdeki Organize Sanayi Bölgesi'nde 55 işletme bulunuyor.

Türkiye'nin ilk petrol çıkarılan şehri olan Batman'da Petrol Rafinerisi bulunmakta ve burada da 400'ü aşkın kişi çalışmaktadır. Petrol tesislerinin Batman’a çok önemli faydaları olmaktadır.