Diyarbakır Surları ve tarihçesi-27

Diyarbakır Surları ve tarihçesi-27

 

Anadolu Selçukluları dönemi

Anadolu Selçuklularının Diyarbakır’daki egemenlikleri

37 yıl sürer.

Başlangıçta Selçuklu sınırlarına saygılı davranan

İlhanlılar, (Yinanç, 1945, 618) Selçuklu veziri

Mu’ineddin Pervane’nin ölümü (1277) ardından

Diyarbakır bölgesi valilerini kendileri tayin etmeye

başlayarak kente egemen olurlar. Selçuklu emirlerinden

Cacaoğlu Alaeddin kumandasındaki Arap

ve Türkmenlerin 1297 yılında ani bir baskınla

Diyarbakır’ı yağmalayarak yakıp yıkmaları ve

çıkardıkları yangınların ardı arkasının kesilmemesi

(Turan, 1984, 623) üzerine Gazan Han, Artuklu

II. Necmeddin Gazi’yi sultan unvanıyla Diyarbakır

ve Diyar-ı Rabia’ya vali tayin eder. Böylelikle

Diyarbakır’da İlhanlı tabiyetinde Mardin Artuklu

dönemi (1298-1393) başlar.

Timur'un Diyarbakır'ı yağmalaması

Kentin, Mardin Artuklularının elinde bulunduğu

bu dönemi hakkında pek bilgi yoktur. Siyasi kargaşalarla

geçen uzunca bir dönemin ardından,

1392-1393 yılında Timur, Diyarbakır’ı alarak

kenti askerlerine yağmalatır (Yinanç, 1945, 621).

Diyarbakır suruna çıkan Timur’un, tüm ev ve sur

duvarlarının yıkılmasını emretmesi üzerine sur

duvarlarını yıkmakta zorlanan askerlerin, olabildiğince

çok sur duvarını ve evi yıkmakla yetindikleri

bilinmektedir (Nizameddin Sami, 1949,

184) . Kente kötülükten başka bir şey getirmeyen

on yıllık Timurlu döneminin (1394-1404) ardından,

Akkoyunlu Türkmenlerinin başkanı Kara YölükOsman’ın,

Diyarbakır’a egemen oluşuyla kentte

Akkoyunlu dönemi (1404- 1508) başlar. Akkoyunlulardan Muizzeddin Cihangir’in,

amca ve kardeşlerinin yardımıyla 1447-1453

yılları arasında Karakoyunluların saldırılarına

karşı koyduğu ve sur duvarlarını onarttığı, 73.

burç ile 74. burç arasında yer alan kitabeden anlaşılmaktadır.

Kitabede, “...Tanrı mülkünü ve sultanlığını

sürekli kılsın....ve o, 853 (M.1449-1450)

senesinde.....” yazılıdır.

Diyarbakır kalesinin iç kaleye yakın bazı bölümlerini

1449 yılında Cihangir, Urfa Kapısı’na

yakın bölümünün bazı yerlerini 1456-1460 yılları

arasında Uzun Hasan’ın onarttığı kitabelerinden

anlaşılmaktadır.

Cihangir’e ait kitabelerden birinde, “Allah

onun mülkünü ve saltanatını ebedi kılsın” yazılıdır.

Cihangir’in diğer kitabesinden ise, sadece 853 H

/1449 M. tarihi okunabilmiştir (Beysanoğlu, 1990,

440-441). Uzun Hasan’ın surlar üzerinde üç kitabesi

bulunmaktadır. Bunlardan biri Dağ Kapı’nın

batısındaki 6 cepheli burcun 50 metre batısındaki

sur duvarının iç yüzünde yer alır. Kitabede,

“Osman oğlu, Ali oğlu âdil Sultan Hasan bu onarımın

yapılmasını buyurdu. Allah mülkünü daim

etsin. Sene 861 / 1456-1457 M” yazılıdır (Beysanoğlu,

1990, 441).

Dokuzuncu ile Onuncu burçlarda yer alan kitabede,

“Adil hükümdar sultan Osman oğlu Hasan

Bahadır -Tanrı mülkünü sürekli kılsın - tarafından

861 (M 1456-1457) senesinde bu yenilenmenin

yapımı emredilmiştir” yazılıdır (Parla, 1990, 195).