Bu yazımızda Diyarbakır’ın önemli Kültür Miraslarından biri olan ve halk arasında Anzele (Aynzeliha) olarak bilinen su kaynağına değinmek istedim.
Diyarbakır kadim bir şehir olma özelliğinden dolayı, birçok önemli yapıyı bünyesinde barındıran ve geniş bir coğrafyayı etkileyen özelliğe sahip bir yerleşim alanıdır. Bu coğrafyada birçok akarsu bulunduğunda bu akarsuları değerlendirmek adına önemli çalışmalar yapılmıştır. Halk arasında Anzele olarak bilinen ve asıl adının Ayn Zeliha olduğu birçok araştırmacı tarafından aktarılan su kaynağı Diyarbakır’ın adeta bir sembolü haline gelmiştir.
Yakın zamanda okuduğum bir makalede ‘’İçkale suyundan daha büyük ve bol olup birçok camiin ihtiyacını giderdikten sonra Sultan Suca' Çeşmesi'ne kadar varmaktadır Sultan Suca' . Çeşmesi'nin bu kaynaktan suyunu aldığı’’ yazılmaktaydı.
Bu kısa bilgilendirmenin ardından, bölgemizde bu isme benzer hikayeleri olan yerlerin olduğunu belirtmek isterim. Benzer özelliklere sahip bu hikayeleri görünce sizlerle paylaşmak istedim.
Konu ile ilgili bir hikayede:
HZ. İbrahim'in ateşe atılıp kurtulma mucizesine tanık olan kralın Zeliha adındaki kızı, Hz. İbrahim'in davetini kabul ederek babasının ilahlığını yüzüne karşı reddeder. Öfkelenen Nemrut kendi eliyle kızını ateşe atar ve kızının diri diri yanarak ölüşünü seyreder. Zeliha'nın düştüğü yerde bir göl ve bu gölün içinde balıklar oluşur.
Ayn Zeliha suyu Şimdiki konumu Halil-ür Rahman Gölü'nün hemen güneyinde, Urfa Kalesinin önünde yer almaktadır.
Bu anlatımın benzerini Evliya Çelebi seyahatnamesinde Diyarbakır-Anzele suyu için anlatmıştır.
Anlatımı özetlemek gerekirse;
“Balıklı (Anzele), şehirde önemli bir Su kaynağıdır. Eski bir havuza akıp içinde binlerce çeşit balık bulunur. Ama kimsecikler de avlamaya cesaret edemezler. Bu balıkları avlamaya yeltenen birkaç kişi felç olup ağızları ve burunları eğilmiştir.“
Urfa Balıklı Göl benzeri bir anlatım sunan Evliya Çelebi, bu konuda bizlere önemli bilgiler sunmuştur.
Bu anlatımlar bizlere, iç içe geçmiş medeniyetlerin ve farklı toplumların birleşme noktaların ortak kültürel değerlere dayandığını gösteren ince çizgilerdir.
Toplumları bağlayıcı nitelikte olan bu çizgilerin silinmemesi dileğiyle.