"Zava" yani damadı herkes bilirdi de bilmeyenler de böylece öğrenirdi Kına damadın eline yakılırken "yek mume" türküsü mutlaka kürtçe olarak söylenirdi. Profesyonel "Sanatçı"lar olmazdı "amatör"leri bulunurdu ki, düğün evinde en az on, on beş tane bulunrdu böyle sesi güzel ve müzik bilgisi olan.
Kınadan sonraki gün yani perşembe günü, öğle vakti Namaz’dan sonra mutlaka "Mevlid" okutulacaktır, bu mevlide mahallenin yaşlıları, akrabalar, komşular ve dostlar çağrılırken fakirler de mutlaka bulundurulurdu.
Mevlidin akabinde önceden düğün evinde pişirilmeş olan ve adına "velime yemeği" denilen "tirşik" ve pilavın yanısıra "zerde" gibisinden tatlılar veya mevsimine göre meyve ikram edilirdi.
Yemekten sonra gelin evine gidilir ve gelin hanım yeni evine getirilirdi ki, getirilirken gelin alayının yolunu mahallenin fırıncı çırakları ve bazı kişiler keserlerdi ki bunlara önceden bunlara zarflarda hazırlanmış bahşişler verilirdi.
Perşembe günü akşam ise, çok az bir kişi toplanırdı ki bunlar damadın sağdıcı, kardeşleri ve arkadaşlarından bazılarıdır.
Damattan önce sağdıcın traşı yapılır, sonra damat oturtulur berberin kürsüsüne.
Berber bu traştan para almaz, zira damat onun daimi müşterisidir, ama düğün evinden mahrum da ayrılmazdı zira traş esnasında gelen bahşişlerin tamamı berberindir.