Gagauz Yeri Özerk Bölgesi’nde 200 bir kişi yaşamaktadır. Bu nüfusun yüzde 80’i Gagauz, diğerleri Bulgar,Rus,Moldovan,Ukraynalı vb.’dır.

Ancak yeryüzündeki Gagauzlar’ın sayıları bu kadar değildir. 70 milyona yakın bir Gagauz topluluğu, Ukrayna toprakları içerisinde yaşamaktadır. Bunlar ise, Moldova-Ukrayna sınırı üzerindeki köylerde kümelenmişlerdir. Daha önce SSCB bayrağı altında aynı pasaportu taşıyan Gagauzlar, bugün iki ayrı devlette yaşamak mecburiyetinde kalmışlardır. Moldova içerisinde kalanlar, kendi özerk devletlerinde yavaş yavaş da olsa gelişmektedirler. Fakat, Ukrayna Gagauzları’nın durumları yürekler acısıdır!...
Bulgaristan’da çok sayıda Gagauz’un yaşadığı da bilinen gerçeklerdendir. Todor Jivkov’un assimilasyon hareketinden önce, Bulgaristan Gagauzlarının sayılarının 300 binden fazla olduğu telaffuz ediliyordu. Din ve başka nedenlerden dolayı pek çok Gagauz Bulgarlaştırılmıştır. Bu nedenle Gagauzlar kimliklerini saklamayı yeğlemektedirler. Romanya Gagauzlarının da aynı akibete maruz kaldıklarını biliyoruz. Keza Yunanistan Gagauzlarının da korkudan ulusal kimliklerini açıkça beyan edemedikleri dünyanın malumudur... Ayrıca, dünyanın çeşitli ülkelerine göç etmiş olan Gagauzlar ile Rusya Federasyonu içerisine dağılmış olanlar da göz önüne alındığında, bizim tahminimize göre bugün yeryüzünde en az 1 milyon  Gagauz yaşamaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve 20.Yüzyılın en büyük dahisi Mustafa Kemal Atatürk, tarihi gerçekleri çok iyi biliyordu ve bu nedenle gerçekleştirdiği birçok devrimlerin yanısıra, İstanbul’da bir “Türk Ortodoks Kilisesi”nin kurulmasını sağlamıştı. Herkesin kendi dininde ve dilinde ibadet                     edebilme özgürlüğünü esas alan Türkiye Cumhuriyeti sadece müslüman Türkler’in değil, hristiyan vb.dinlere mensup olan Türkleri’n de anayurdu olacaktı. Ne var ki Atatürk’ten sonra uygulanan politikalar, gayri müslim Türkler’i ürkütmüş ve onların Türkiye’ye soğuk bakmalarına neden olmuştur. 
Karay Türkleri        
Karaylar, haklarında en az bilgi bulunan Türk topluluğudur. Pek çok kişi bunların yahudi dinine mensup olduklarını zanneder. Ancak, Karaylar buna şiddetle karşı çıkmakta ve Talmud’u reddettiklerini belirterek, Karay Dininin kendine özgü özellikleri olduğunu söylemektedirler.                                Karaylar’ın, Hazar İmparatorluğu’nun bugünkü kalıntıları oldukları muhakkaktır. Hem tarafsız tarih bilginleri,hem de Karaylar bunun böyle olduğu hususunda hemfikirdirler. Hazar Devletinin 8.Yüzyılın sonlarında ortadan kalkmasını müteakip, 9.Yüzyılın başlarında bu devletin topraklarını Kumanlar işgal etmişlerdir. Özellikle Kırım, l4.Yüzyıla kadar Hazarya adıyla anılmış, Hazar Türkleri ise, öteki Türk toplulukları içerisinde eriyip gitmiştir. Çeşitli bölgelere dağılmış olan Karaylar,  10.Yüzyılda Kırım’a gelerek Solhat ( Eski Kırım)’a yerleşmişlerdir. Hazarlar’dan sonra Kırım’da Kumanlar, daha sonra da Tatarlar yerleşmişlerdir. 1420’den itibaren  Giray Han, Kırım Hanlığı’nı kurmuş, Karaylar da bu Hanlık içerisinde önemli görevler yapmışlardır.
Litvanya Prensi Vitold, Altınordu’yu mağlup edince Kırım’daki Karaylar’ın bir kısmını esir alarak Polonya’ya getirdi.Bunların bir kısmı bugünkü Polonya-Litvanya sınırına yakın yerlerde iskan edilmişler, ama yoğun olarak da Troki kentine yerleştirilmişlerdir, Litvanya Karayları bugün de bu kentte yoğun bir biçimde yaşamaktadırlar. Ancak Polonya’daki Karaylar da büyük ölçüde asimilasyona uğramışlardır. Bugün bu ülkedeki Karayların sayıları parmakla sayılacak kadar azdır.
Kırım Karayları kendi aralarında örgütlenerek, bir dernek kurmuşlardır,İrili ufaklı yayınlarla seslerini duyurma becerisini de gösterebiliyorlar. Paris’te yaşayan bir Karay Türkü’nün sponsorluğu ile büyük bir de ansiklopedi yayımladılar. Litvanya Karayları da aynı doğrultuda çalışmalar yapıyorlar. Dinsel özgürlükleri var ve her iki ülkede de ibadetlerini yapabilecekleri kenesaları  mevcut. Litvanya Karayları, Karay halk danslarını ve müziğini yaşatmak amacıyla ekip oluşturmuşlar. Biz Litvanya seyahatimizde bu ekibin gösterilerini izlemek imkanını bulmuştuk.  
Yeryüzünde yaşamakta olan Karay sayısını tesbit edebilmek maalesef mümkün değildir. Verilen ve yayımlanan rakamlar da birbiriyle çelişmektedir. Bu Türk topluluğu, yoğun olarak Litvanya, Kırım ve Polonya’da yaşamaktadır, fakat, Ukrayna, Rusya, Fransa, İsrail, A.B.D. ve Türkiye’de de Karayların yaşamakta oldukları bilinmektedir. Bizim, Karay dostlarımızdan aldığımız rakamlar birbirini tutmamaktadır. 
Kırımçaklar
Kırım’da yaşayan gayri Müslim Türk topluluklarından birisi de Kırımçaklar’dır. Bunların sayıları çok azdır. Zira büyük ölçüde İsrail’e göç etmişlerdir. Kalanlar ise örgütlenip bir dernek çatısı altında toplanmışlardır. Türkçe’leri, Karaylar’ın kine nazaran daha anlaşılır biçimdedir. Ne var ki, ana dilde eğitim ve öğretim olmayışı nedeniyle yeni kuşaklar Türkçe öğrenebilme şansını elde edememektedir. Bunların sayıları hakkında da sağlıklı veriler yoktur. Sorulduğunda birkaç yüz biçiminde bilgi verilmektedir.

Sarı Uygurlar
            Çin Halk Cumhuriyeti’ne bağlı ve bizim Doğu Türkistan olarak adlandırdığımız Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde resmi rakamlara göre 30 milyon, ama gerçekte daha fazla sayıda Uygur Türkleri yaşamaktadır. Bunlar Müslümandırlar. Ama aynı kökten olup da İslâmiyetle hiç tanışmamış ve Buda dinine mensup olan, bir de Yugur (Yügur)’lar bulunmaktadır. Bunlar Sarı Uygurlar olarak da bilinmektedir. Ne yazık ki bunların sayılarını tespit edebilmek de mümkün değildir. Çünkü Çin’deki hakim zümre olan Han Milletinin de budist olması, Sarı Uygurlar’ın din potası içerisinde erimelerine yol açmıştır. Çin’e yaptığım son seyahatte Sarı Uygurlar’la temas edebilme imkanını buldum. Bir Sarı Uygur lokantasında yemek yedik, folklorcu bir Sarı Uygur bilim adamıyla bilgi alış-verişinde bulunduk. Bunlarla ilgili bazı kitaplar getirdim.