Medyanın Tarihsel Serüveni (Kişilerarası İletişim)
Kişilerarası İletişim hususuna değinmeden önce, şu hususu zihinlerimize kazımamızda fayda olacaktır diye düşünüyorum. Her türlü kişilerarası iletişimde, asla ama asla iletişimsizlik mümkün değildir. Bu kapsamda İletişim biçimleri 4’e ayrılır. Bunlardan en önemli iki tanesine değinecek olursak;
-Kişi İçi İletişim: Tek bir kişiyle bile gerçekleşebilen iletişim biçimi.
-Kişilerarası İletişim: İki ya da daha fazla kişiyle gerçekleşen iletişim biçimi.
Nitekim iletişim sürecinde yer alan diğer öğeler ise mesaj, kodlama, kod açma, kanal ve geribildirim ve gürültüdür.
KAYNAK: Kaynak olan iletişimci, iletişimi başlatır.
KODLAMA: Mesajın kaynaktan alıcıya ulaşabilmesi için kodlanması gerekir.
MESAJ: Düşünce, duygu ya da bilginin kaynak tarafından kodlanmış biçimidir.
KANAL: Kaynakla alıcı arasındaki mesajın aktarılmasını, geçmesini sağlayan yoldur.
KOD AÇMA: Kod açma mesajın yorumlanarak anlamlı bir biçime sokulma sürecidir.
ALICI: Kaynağın gönderdiği mesaja hedef olan kişidir.
GERİ BİLDİRİM: Alıcının, kaynağın mesajına verdiği cevap, geribildirim olarak adlandırılır.
GÜRÜLTÜ: Kaynağın isteği dışında, kaynak ile alıcı arasındaki iletiye eklenen her şey gürültü kavramı içine girmektedir. Burada gürültü metoduyla ilgilenen ilk isimler, kuramcılardı. İletişimde gürültü öğesinin 4 farklı sınıflandırması söz konusudur. Bunlar sırasıyla, fiziksel gürültü, nörofizyolojik gürültü, psikolojik gürültü ve toplumsal kültürel gürültü olarak sınıflandırılmaktadır.
1.1.Fiziksel (Fizyolojik) Gürültü: Düşünmenin engellenmesi durumudur.
1.2.Nörofizyolojik Gürültü: Örnek olarak kişinin sevdiği birinden ayrılması sonrası yaşanan üzüntülü durumun tesir edilmesi hususudur.
1.3.Psikolojik Gürültü: Ruhsal durumun zihne gelmesi hususudur.
1.4.Toplumsal Gürültü: Örneğin farklı farklı toplumlarda kadınlara yönelik gerçekleşen bakış açısı gibi. Mesela Müslüman ülkelerde kadınların kahkaha atmasının hoş karşılanmaması gibi.
Yukarıda bahsettiğimiz üzere kişilerarası iletişimde “İLETİŞİMSİZLİK” mümkün değildir ama “SAĞLIKSIZ İLETİŞİM” pek tabii ki mümkündür. Keza kişilerarası iletişimde her zaman bir döngü söz konusudur. Mamafih günümüz toplum yapısı daha çok “Görsel Topluluk” sıfatıyla ortaya konulmakta ve o biçimde yansıtılmaktadır.
Sözlü – Yazılı – Görsel İletişim: İletişim biçimi, 3 veri alma döngüsüyle oluşur ve bunlara sözlü, yazılı, görsel iletişim sıfatı takılmaktadır. Peki, bunlar nedir?Sözlü kültürün hâkim olduğu toplumsal yapıda insanlar hayata dair görüşlerini duyarak edinirler. Yazının icadıyla birlikte birey kendi kendine düşünmeyi öğrenmiş duruma gelir. Görüntünün hâkim olduğu günümüzde bilgi aktarımı genelde görsellik bağlamı ile yapılmaktadır.
Sözlü kültürde ses ve kulak ikiliğinin önemi ön plandayken, bunlara istinaden sözsüz iletişim de ön plana çıkmaktaydı. Sözsüz iletişim daha çok jest ve mimiklerle gerçekleşirken, sözlü iletişim bu nedenle daha az bir biçimde karşıdaki kişiyi etkileme yoluna gidilmesine neden olmaktadır. Nitekim yazını icadıyla okuma-yazmayı öğrenen insanlar için bu tür beklentiler bireysel olarak karşılanmaya başlamıştır. Görselliğin ön plana çıktığı toplumsal bağlamlarda ise her kültür kendine özgü görsel anlam biçimlerini oluşturmuş ve yaşamlarını artan görsellikle deneyimlemişlerdir. Son olarak ise, kişilerarası iletişimde yapılan ilk izlenime “VERİ” adı verilmektedir. (Devam edecek)…