1960’lı yılların sonu ve 70’li yılların başlarına değin, Mücadele ve Senin Sesin gazetelerinde yazıp, Senin Sesin’de Sanat, Edebiyat sayfaları düzenlerken, birçok genç şair, yazar ve araştırmacılarla tanışmış, kimileriyle dostluğu sürdürmüştüm. Bunlardan birisi de Mehmet Yaşar Bilen idi. Bu değerli dostumuz da benim gibi, vakti saati gelince Diyarbakır’dan ayrılıp gitmişti. Ama onunla yazışar

     “…şunu hiç unutmuyorum; Diyarbakır bizler için bir anı oldu ama, o dönemdeki yaşadığımız güzel birlikteliği, sıcaklığı, içtenliği, saygı, sevgi bağlamındaki değerbilirliği her zaman arıyorum. Kalıcı bir takım güzellikler vardı ki, unutulmadı ve gündeme geldi. Mütevaziliğinize saygı duyuyorum ama, Diyarbakır’daki çabalarınız hiç de küçük değildi bana göre. Çiçeği burnunda bir ozanı, Diyarbakır’daki Mücadele Gazetesinde tanıtan, yüreklendiren ve hakkında ilk yazı yazan sizdiniz. Nasıl unuturum bu değerbilirliği?!

            ...Çalışmalarınızın birçoğunu yakından izledim, yurt dışı gezilerinizi basından, bazı dergilerden öğrendim. Şu bir gerçek ki, seçtiğiniz çalışma alanınızda, bilinçli adımlarla büyük işler yaptınız. Sizle övünüyor, gurur duyuyorum.”

            Hakikaten Diyarbakır’da kalıcı bir takım güzellikler vardı ve unutmadık…Beni uzun yıllar sonra yeniden Mücadele’de yazmaya iten neden o güzellikler idi. Şair yazar dostlarım idi. O dostlarımdan ulaşabildiklerimle yeniden temas kurmaya çalışıyorum ve ulaştıklarımla ilgili yazılar yeniden Diyarbakır’ı yaşıyorum. Nitekim değerli dostum Mehmet Yaşar Bilen’in izini buldum ve yazdım. Çok geçmeden bana, 26.09.2023 tarihinde şu kısa mesajı yazdı:

“Güzel insan, sizi çok iyi hatırlıyorum. Rahmetli Coşkun Akyol'un Karınca Kitabevinde, siz, Mehmet Kıyat, rahmetli Kaya Özsezgin ile çok güzel sohbetlerimiz oldu. Sizin yazdıklarınızı da çoğu zaman okudum. 82/85 yıllarında Nesin Vakfı Edebiyat Yıllığında da birlikte yazdık. Ben o yıllar DERGİLER BÖLÜMÜNÜ yazdım. Sizleri hiç unutmadım. Müsait bir zamanda sizi telefonla arayacağım. İzmir’den çok çok sevgi ve selamlarımla.” 

Bu mesajından öğrendim ki, değerli dostum yaşamını İzmir’de sürdürmektedir. İnşallah vaad ettiği telefon görüşmesini de yaparak, hasret gideririz…

***

Mehmet Yaşar Bilen 2 Temmuz 1945 tarihinde Niğde’de doğdu. 1965’de Niğde İlköğretmen Okulu’ndan, 1968’de Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. Edebiyat öğretmeni olarak Ergani (1968-70), Devrek (1972-90) ve İzmir’de (1990) görev yaptı. Edebiyatçılar Derneği ve Türkiye Yazarlar Sendikası üyesidir.

İlk şiirleri, “Zile” ve “Gülom”,1967’de; “Olayların Getirdiği” başlıklı ilk yazısı, 1968’de Ankara’da münteşir Ilgaz dergisinde yayımlandı. Diğer yazılarını; Ilgaz, İmece, Forum, Yelken, Yansıma, Dönemeç, Türkiye Yazıları, Sesimiz, Yazko Edebiyat, Sanat Olayı, Gösteri, Varlık, Kıyı dergilerinde ve 1985’te kimi arkadaşlarıyla birlikte kurduğu Karşı Edebiyat dergilerinde yayımladı. 1972’ de Varlık dergisinin, 1981 yılında Akademi Kitabevinin eleştiri ödüllerini aldı. Sonraki yıllarda da şiir ve yazılarıyla ödüller almaya devam etti. Örneğin “2. İzmir Dünya Şiir Günü Buluşması”nda onur ödülüne lâyık görüldü.

Bir dostunun yazdığı gibi “O öğretmenliğiyle, eleştirmenliğiyle nice kişiye el verdi. Çok kişiyi edebiyatın güzellikleriyle tanıştırdı. Yıllardır ördüğü kozasında ipek dokumayı sürdürdü. 70 Kuşağının edebiyattaki emeğinde parmak izi durur. Eleştirmenliğini sevgiyle besleyen ender kişilerdendir. Dostlarının sevgisi ise kesintisizdir.”

Muzaffer Uyguner, Behçet Necatigil, Şükran Kurdakul gibi, edebiyat ustalarının hazırladıkları kimi sözlük ve ansiklopedilerde adından söz edilen Mehmet Yaşar Bilen’in kitap bütünlüğünde yayımlanan eserlerinden bazıları şunlardır:

*Yazdıkça (deneme-eleştiri, 1980), 

*70 Kuşağı Şiirimizi Tartışıyor (inceleme-eleştiri, 1985), 

*Edebiyat İzinde (eleştiri-1986), 

*Sonra Yazı Vardı (1993), 

*Konuşma ve Yazma Sanatı (1993), 

*Açıklamalı Deyimler Sözlüğü (1996).

*Ayrıca yardımcı ders kitapları