Online Üniversite Toplumu

Evet, pandemi sürecinden beri bir yılı aşkın süredir böylesi büyük bir soruna istinaden yüz yüze eğitimin beli bir dönem boyunca sona ermesi ve online dediğimiz uzaktan eğitim sürecinin üniversite öğrencilerinin akıllarına yer edindiği, tabiri caizse zihnine kazındığı bir dönemden geçiyoruz. İbrahim Kalın’ın, “3 hafta boyunca okullar tatil” sözünün üzerinden tam bir yıl geçti ama eğitimin aksamaması ve yüz yüze eğitimin üniversite öğrencilerince ivedilikle açılması gerektiği hususunda ne yazık ki şuana kadar ciddi bir adım atılmadı. (- ki sanırım atılmak da istenmiyor ya da planlamalarda var ama henüz vakti değildir.)

 

Ülkemizde yaşanan parti kongrelerinin, belli başlı onaylanan mitinglerin yerine üniversitelerin açılması, öğrenimlerin tekrardan başlaması, öğrenimlerinde ikili bilimsel ve düşünsel çalışmaların yapılması, takdir edersiniz ki partilerin kongre ve mitinglerinden 10 bin kat daha olumlu sonuçlar doğuracağının göstergesidir. Kentlerde yavaş yavaş açılmaya başlanan kıraathane ve kahvehanelerde iki takımın futbol maçı için onlarca kişi herhangi bir maske, mesafe ve hijyen kuralına uymazken, üniversite öğrencilerinin birlikte ders görmesi mi sorun teşkil edecek? Keza aynı şekilde şehirlerarası otobüslerde yeniden mesafe kalkmış iken, aralarına mesafeler koyarak ve maske, hijyen kurallarına uyan bir öğrenci mi ülkeye Kovid-19 virüsünü yayacak?

 

Öğrencilerin ne sorunlar yaşadığı ise kimselerce düşünülmemektedir. Örneğin köyünde elektriğin gidip geldiği bir üniversite öğrencisi ne yazık ki eğitiminin uzaktan bölümünü de tamamıyla yerine getiremedi. Elektriğin olduğu köyde internetsizlik meydana geldi ve öğrenci, interneti olmadığı zamanlarda derslerine bağlanamadı, ödevlerini yapamadı. İnterneti bulunan köylerde öğrencilerin an oldu dizüstü ya da masaüstü bilgisayarları olmadığından, verilen proje ödevlerini (- ki bu ödevler bilgisayar programlarıyla tamamlanan ve birçok bölüm ödevinin yapması gerektiği, ancak imkanları olmamasından ötürü alınamayan teknik malzemeler dolayısıyla ödevlerini zamanında teslim edemediği eğitim görevleri) yapamadı, tasarlayamadı, ders saatinde öğretim görevlisine sunamadı.

 

Kentte ise kirada yaşayan, ekonomik sıkıntılar ve pandemi kuralları neticesinde kapanan iş yerlerindeki esnaflar ya işsiz kaldı ya da yeni iş kollarına yönelme konusunda kendi içerisinde bir geçiş yaşadılar. Tabii bu durumdan nasibini alanlar arasında üniversite öğrencileri de oldu. Bu öğrenciler ailenin pandemi sürecinde ihtiyacını gidermek ve maddiyat bağlamında ailelerine destek olmak bakımından işe girdiler ve çalışan öğrencilerin dilerseniz bir kısmı olsun, uygun görürseniz çoğunluğu olsun ders saatinde uzaktan eğitim sürecindeki derslerine dahil olamadılar, ders içerisinde sorun ve sıkıntılarını eğitmeni olan öğretim görevlilerine sunamadılar. Aynı şekilde çalışmayan öğrenciler de asosyal bir süreçten geçerek eve tıkanı kaldılar. Bu süre zarfında sosyalleşmek için var olan ve yeni insanlarla, farklı kentlerden gelen toplumlarla bir arada fikirsel, düşünsel birliktelik yaşaması gereken ve yeni çalışmalar, projelerle, eğitim aldıkları bölüm ve fakültelerle ortaklaşa çalışma yapması gereken öğrenciler evde kaldıkları süre boyunca psikolojik olarak sorunlar yaşayarak aile çatışmaları, ev içi sorunlara dahil olarak ebeveynlerle ikili sorunlar, münakaşalar yaşamaya başladılar. Esasen üniversitede arkadaşlarıyla farklı projeler ve çalışmalar yapması planlanan, bunun için de var olan eğitim hayatları pandemi döneminde olumsuz ve herhangi bir kazancı olmayan, bunun da her kesimce kabullenen uzaktan öğrenime maruz kaldılar. Bu durum daha ne zamana kadar devam eder kimse bilemez ama bir ülkenin genç, dinamik, fikri ve düşüncelere birebir olumlu yönde açık olan üniversite toplumunu üç dönem boyunca uzaktan eğitimle yönetmek hiçbir şekilde izahı olmayan bir takım sıkıntılara ve karmaşalara, en önemlisi de az önce dile getirdiğim genç, dinamik, fikri ve düşüncelere birebir olumlu yönde açık olan üniversite toplumuna çukur kazmak misali uçuruma sürüklenmesine neden oluyor, hiç şüphesiz de olmaktadır.

 

Bu konuyla alakalı da devlet makamlarının gerekli çalışmaları yapmaları gerektiğini belirtiyor, gerekli çalışmaların en kısa zamanda yerine getirilmesini umut ve ümit ettiğimi dile getirmek istiyorum. Sağlık ile, huzur ile kalınız…