Değişim İhtimal Değil, Kaçınılmaz Olmalıdır
Bugünkü köşe yazıma Danimarkalı tecavüze uğrayıp, sistemin geriliğinden mağdur olmuş Kristine Holst’un sözüyle başlamak istiyorum, ‘’ Eğer kadınlar bir araya gelir ve cesaretle seslerini yükseltirlerse, değişim sadece bir ihtimal olmaktan çıkar, kaçınılmaz olur.’’
Cinsiyet ayrımcılık, tecavüz, istismar Norveç, Danimarka, Finlandiya gibi birçok ülkede yaşandığı gibi bizim ülkemizde de oranları diğer ülkelere nazaran daha yüksek seviyede yaşanmaktadır. Bu oluşan suçun temelinde ise suçun tanımında rıza dışı cinsel eylemlerin suç olarak kabul edilmemesi yatmaktadır. Bu adalet sisteminde suçun tanımı, ceza karşılığı ve toplumsal damgalanmalar kadınların cesaretini kırmaktadır. Toplumsal algıda ve adalet sisteminde rızasız gerçekleşen her cinsel eylem tecavüzdür ve bunu kabul etmeyen her kanun ve algı bu tür suçları artırmakta ve bireyleri saldırıya açık hale getirmektedir.
Bu suça maruz kalan bireyler cezai işlem için bir adım atsa önüne çıkan engeller ve süreç kişilerin cesaretlerini kırmakta. Dava açan ya da maruz kalan kişilerle yapılan çalışmaların çoğunda söylemler şu ibareleri içermektedir: ‘’Toplum ve mahkemeler sanki yaşanılan tüm olaylar benim suçummuş, bu zemini ben yaratmışım, ben yanlış bir şeyler yapmışım gibi htirdiler. ‘’ ‘’böyle bir süreç içerisine girmiş olacağımı bilseydim asla tecavüze uğradığımı söylemezdim’’
Toplumumuzda bu mağduriyeti yaşayan bireylere bakış açımızı toplum olarak değiştirmemiz gerek. Bu bireyleri desteklemeli, psikolojik olarak kötü htirecek cümlelerden kaçınmalıyız. Örneğin; o saatte ne işin vardı orda? Giydiğin kıyafet neydi ki? Öyle yerlere gidilir mi? Zaten o yolun yolcusuydu başına tabi bu gelirdi.
Unutulmamalıdır ki hiçbir gerekçe, yanlışı doğru yapmaz ve meşrulaştırmaz. Kimseye ne giydiği kıyafet ne takındığı tavır ne de cinsiyeti rızası dışında bir eylem gerçekleştirebilme hakkı tanımaz.
Daha insani ve adaletli bir toplum temennisiyle sağlıcakla kalın…