Günümüzde Psikoloğa Gitmek
Uzun zamandır toplumda ruh bilimi alanında çalışmaktayım. Yıllardır binlerce danışanımla süreç ilerlettik, sonuçlara ulaştık. Sorunlarına çözüm aramaya gelen her birey, koca bir dünya içinde. Her insanın hayatında tıkandığı baş edemediği olaylar olabiliyor ve bu dönemlerde genellikle bir uzmanın kapısını çalmak en sağlıklı yoldur. Terapi sürecinin bireye kazandırmak istediği, bireyin sorunlarıyla baş etme sistemini güçlendirmek.
Ne yazık ki, içinde bulunduğumuz zorlu süreç dışında, toplumumuzun yaratmış olduğu önyargıların üzerimizdeki baskısıyla bir uzman kapısını çalmakta zorlanabiliyoruz. Kalıplaşmış yanlış inançlarımızdan olan ‘’Psikologa giden delidir. Psikologa gidersem ben delirmiş olurum, bana herkes deli der. Dertleşmek için psikologa mı gideceğim?’’ Gibi.
Psikoloji ve psikologun tarihine baktığımızda çok eski uygarlıklarda bile önemli bir yere sahiptir. İlk kez yunan antik dönemde hastalıkların psikolojik kaynaklı olduğu vurgulanmıştır. Ruh sağlığının önemi arttıkça soylular arasında da bu önem yok sayılmamıştır. Sadece zengin aileler arasında olan bir sistemde oluşmuştu ve her asil ailenin bir terapisti vardı. Eski çağlarda bile bu kadar önemsenen ve günlük yaşantıda yer alan psikoloji, günümüzde de bu yeri bulmalıdır.
Günümüzde sosyal medyanın üzerinde durmasıyla yanlış inanışlar azalmış olsa da önyargıların ve kalıpların izleri halen devam ediyor. Psikologlara deli doktoru unvanı takarak, tedaviye gelenlere de deli demekten çekinilmeyebiliyor. Anonim bir şekilde yaratılmış olan bu tabulardan artık sıyrılmalıyız.
Öncelikli olarak şu soruların cevaplarını bilmeliyiz ‘’ Psikolog kimdir? Psikolog ne yapar? Ve Ne zaman psikoloğa gidilmeli? ‘’ bir sonraki yazımda bu soruların cevaplarına değineceğim. Sağlıkla kalın…