Diyarbakır Surları ve tarihçesi-16

Diyarbakır Surları ve tarihçesi-16

 

İslamiyet hakimiyeti

Dağ Kapı’nın A’ burcunun doğu yüzünde bulunan

ve bu bölümün yeniden inşasını doğrulayan

kitabede, “Allah’tan başka Tanrı yoktur.

Güçlü halife, müminlerin emiri Cafer’in emriyle

297 (M 909-910) senesinde yapılmıştır. Esirgeyen,

bağışlayan Tanrı adıyla” yazılıdır (Parla, 1990,

166-167). Metindeki sanatkar adlarına dayanılarak

Abbasi dönemine tarihlenen, aynı kapının batı

yüzündeki niş üzerinde yer alan eksik kitabede,

“Bu iş, İshak oğlu Yahya ve yardımcısı Cemil

oğlu Ahmed tarafından gerçekleştirilmiştir” metni

okunmaktadır (Parla, 1990, 167).

Mardin Kapı’nın doğusundaki C’ burcunun

kapıya bakan batı yüzündeki kitabede, “Esirgeyen,

bağışlayan Tanrı adıyla. Allah’tan başka Tanrı

yoktur. Müminlerin emiri, güçlü halife Cafer’in

emriyle yapılmıştır” metni okunur (Parla, 1990,

166).

Abbasilerin Diyarbakır Valiliği’ne atadıkları

Ebu’l Hayca’nın oğlu Hasan, kısa sürecek Hamdani

dönemini (930-980) başlatırsa da, 978 yılında

kent surunun tahribine mal olan bir el değiştirmeyle

Büveyhiler, Diyarbakır’a egemen olmayı başarırlar

(Bosworth, 1980, 63; Salnâme-i Vilâyet-i Diyarbekir,

1302, 63-64, 67). Büveyhilerden (978-982)

sonra Diyarbakır’a Mervanoğulları (984-1085)

egemen olur.

Mardin Kapı üzerinde yer alan Emir Ebu’l

Hasan Ali, tarafından yaptırıldığı belirtilen kitabede,

“Esirgeyen, bağışlayan Tanrı adıyla. Üstün emir

Mervan oğlu Ebu Ali el-Hasan - Tanrı başarısını

artırsın - tarafından 386 (M. 996) senesinde yaptırılmıştır”

metni okunur (Parla, 1990, 205).

997 yılında Diyarbakır’ın yönetimini ele

geçiren Mervanoğullarından İbn Dimne, ilk iş

olarak Büveyhilerin tahrip ettiği surları tamir ettirerek

(Salnâme-i Vilâyet-i Diyarbekir, 1302,

67), alçak bulduğu sur duvarlarının yükseltilmesini

emreder (İbn al Azraq al-Fariqi, 1959, 82-83) ve

kentin doğu suru üzerine, Dicle’ye bakan bir

saray yaptırarak, sur duvarına saraydan çıkışı

sağlayan Dicle Kapı’yı açtırır (Beysanoğlu, 1987,

186).

1029 yılından itibaren bölgede görünmeye

başlayan Türkmenlerin yol açtıkları kriz nedeniyle

Mervanoğullarından Ebu Nasır’ın sur tahkimiyle

uğraşmak zorunda kaldığı, burçlar üzerindeki iki

kitabeden anlaşılmaktadır.