Diyarbakır Surları ve tarihçesi-24

Artuklu dönemi kitabeleri

İç kaledeki 70. burcun batısına, kapı üstüne

yerleştirilmiş kitabe metnine zafer sevincinin de

yansıdığı görülmektedir. Kitabede, “Bu hayırlı

kapı, efendimiz, mutlu hükümdar, Diyarbakır’ın

sultanı, üstün gelmiş, müminlerin emirinin yardımcısı

Artuk oğlu Muhammed oğlu Sökmen tarafından

kurtuluş kapısı 595 (M.1198-1199) senesinde

evlerin bennası İsa bin Ebu Dirhem’e

yaptırılmıştır” yazılıdır (Parla, 1990, 210-211).

II. Sökmen’in ölümüyle (1200) yerine geçen

Nasır ed-Din Mahmud (1202-1203) zamanında,

Eyyubilerin baskılarını arttırarak Mardin’i kuşatmaları

üzerine Artuklular, hutbeyi Melik Adil

adına okutmak, vergi ödemek ve Melik Adil’in

seferlerine iştirak etmek şartıyla Eyyubilere tabi

olmak zorunda kalırlar (Turan, 1973, 176).

Sur tahkimi

Kitabeler, Eyyubilere tabi olmadan önce, Artukluların

Sur tahkimine hız vererek 29. Evli /

Ulu Beden Burcu’nu inşa etmek suretiyle kenti

tüm güçleriyle savunmaya çalıştıklarını göstermektedir.

Artukluların Eyyubilere tabi olduktan

sonra, özellikle sarayın yer aldığı iç kaledeki

höyük üzerinne beşgen planlı küçük bir kale

inşa ederek bu bölümü iç kalenin güney yarısından

ayırdıkları, yine kitabelerden takip edilebilmektedir.

İç kaledeki hapishane binasının kapısı üstünde

bulunduğu halde bugün yerinde olmayan kitabede,

“Sultan, hükümdarların makbulü, dünya ve dinin

yardımcısı, müminlerin emiri Artuk oğlu Sökmen

oğlu Davud oğlu Kara Arslan oğlu Muhammed

oğlu Ebu’l Sanâ Muhammed - Tanrı sultanlığını

sürekli kılsın - emriyle 600 (M.1203-1204) senesinde

yaptırılmıştır” yazılıdır (Parla, 1990, 215-

216). İç kale surunun kuzeybatı yüzündeki kapı

kemerinde yer alan kitabede, “....bu, 603 (M.1206-

1207) senesinde...” yazılıdır. Bu kitabedeki tarih

verisine dayanılarak, iç kaleyi kuzeybatıdan çevreleyen

sur duvarı ile höyük üstündeki beşgen

planlı kalenin, Artuklu sarayı ile ilişkilendirilerek

bu döneme tarihlenmesi (Sözen, 1971, 226),

beşgen kalenin yapıldığı sırada, iç kaleyi kuzey

ve güney olmak üzere ikiye ayıran ikinci surun

da inşa edildiğini düşündürmektedir.