Diyarbakır Surları ve tarihçesi-34
Kent surları 6. yüzyılda tamamlandı
Hurrilerin surla çevrili küçük kentinin, Konstantius
döneminde 330-377 yılları arasında bugünkü
sınırlarına sahip olacak biçimde genişletilerek
yeni bir sur içerisine alındığı, sırasıyla Valentianus
ve Justinianus’un da onarttıkları kent surunun
tahkiminin uzun sürerek Anastasius döneminde
(6. yüzyıl) tamamlanabildiği ileri sürülebilir.
Öte yandan, kitabe metinleri ile inşa teknikleri
ve burçlar üzerinde yer alan bezemeler, güneybatıdaki
22. burçla Mardin Kapı arasındaki sur bölümünün
Büyük Selçuklu ve Artuklular tarafından
ilave edildiğini düşündürmektedir. Artuklu emirlerinin
ayrıca, İç Kale alanını ikiye ayıran bir
duvarla küçülterek, sarayı korumak amacıyla
höyük üzerine beşgen planlı küçük bir de kale
inşa ettirdikleri bilinmektedir. Osmanlıların 16.
yüzyılda muhtemelen Hurri kentini çevreleyen
eski temeller üzerinde yükselttikleri sur duvarlarıyla
İç Kale’yi büyütmek suretiyle tahkim etmekle
yetindikleri anlaşılmaktadır.
İç Kale dışındaki kiliseler
İç Kale dışındaki kiliselerin, erken dönemde
merkez ve çevresindeki yoğun dokunun dışına ve
sur duvarlarına yakın inşa edildikleri görülmektedir.
Kentin dış mahallelerinin tercih edilmesinde eski
kent dokusunun yoğunluğu kadar, sosyal etmenler
de rol oynamış olmalıdır.
Hıristiyan yapılarının merkeze taşınışı ancak
7. yüzyılda, bugünkü Ulu Cami’nin bulunduğu
bölgeye inşa edilen kiliseyle gerçekleşebilmiştir.
İç Kale’de yer alan erken tarihli kiliselerin de
halktan çok, bu bölgeyi kullanan yönetici sınıfa
hitap ettiği açıktır.