Ezidîlik-10

 

islamiyet

Diyarbakır, 639 yılında Müslümanlar tarafından

fethedilmesinden günümüze kadar hep Müslüman

devletler arasında el değiştirmistir. Diyarbakır’ın

fethinden sonra Emeviler ile Abbasilerin ilk zamanlarında

Diyarbakır halkının çoğunluğu, Harici

mezhebine bağlıydı. Fakat IX. Asır içinde bu mezhep

yavas yavas terk edilir. Bu mezhebin yerine

siyasi kanaatler dışında, Hariciliğe en yakın ve içtihada

yer vermeyen Hanbelî mezhebi daha sonraları

ise Malikî mezhebi kabul edildi. Birçok büyük

İslam şehirlerinde olduğu gibi, XII. asırda Diyarbakır’da

da 4 sünni mezhebi bir arada yaşamaktaydı.

Şehrin en büyük camisi olan Ulu Cami’de dört

mezhebe ait yerler bulunmakta idi.

Diyarbakır’da, XIII. asrın ikinci yarısından itibaren,

Maliki ve Hanbelî mezhepleri sönmüş,

diğer iki mezhep kalmıştır. Şu an şehirde Şafi

mezhebine mensup olanlar ağırlıktadır. Bununla

birlikte Hanefi mezhebine mensup olanlar da bulunmaktadır.

Ulu Cami’de bu iki mezhebe ait bölümler

vardır.

Diyarbakır ve çevresinde Alevi mezhebine

bağlı olan Müslümanlar da bulunmaktadır. X. ve

XV. yüzyıllarda Diyarbakır ve çevresine yerleşen

Aleviler, varlığını günümüze kadar korumuştur.

Alevi köyleri, çevresinde yer alan Sünni (Hanefi/Safii)

köyler tarafından Müslüman olarak kabul edilmemeleri

nedeniyle şehir merkezi ile ilişkilerini

yoğunlaştırmıstır. Günümüzde daha çok Bismil

ilçesinin bir kaç köyünde bulunmaktadırlar. Alevilerin

bazıları Sünnileşmişlerdir.