Türkler, büyük ölçüde müslümandırlar ama, başka dinlere mensup olanlar da bulunmaktadır.
Hristiyan Türkler arasında katolikler de vardır, fakat bu dine mensup Türkler, daha çok ortodoks mezhebini seçmişlerdir. Mesela, kimi Sibirya Türkleri’nin yanısıra Çuvaş Türkleri’yle Gagauz Türkleri ortodoks mezhebine mensupturlar. Hazar Türkleri’nin devamı olan Karay (Karaim)’lar yahudiliğe yakın,ama Talmud’u reddeden bir din anlayışına sahiptirler. Fakat, Kırım’da yaşamakta olan Kırımçak Türkleri ise bütünüyle yahudi dinini benimsemişlerdir. Bir de budist Türkler vardır ki, bunlar da Çin Halk Cumhuriyeti’nin Kansu Eyaletinde varlıklarını sürdürmektedirler. Bunlara “Sarı Uygur” de deniliyor. Çinliler ise “Yugur-Yügur”diyorlar. Türk ulusunun eski inanç sistemlerinden Şamanizm’i benimsemiş olan Türkler ise Sibirya’daki varlıklarını muhafaza etmektedirler.
Ortodoks Hristiyan Türkler
Burada ortodoks hristiyan dinine mensup iki Türk boyundan söz edeceğiz. Bunlardan birisi, bugün Rusya Federasyonu içerisinde yer alan Çuvaşistan’da yaşamakta olan Çuvaş Türkleri, öteki ise büyük çoğunluğu Moldova Cumhuriyeti’ne bağlı Gagauz Yeri Özerk Bölgesi’ndeki Gagauz Türkleri’dir.
Çuvaş Türkleri
Çuvaş Türkleri, Orta Volga Bölgesi’nin en eski halkıdır. Bu Türk boyunun, Bulgar Türkleri’nin devamı olduğu hususunda tarihçiler görüş birliğine varmışlardır. Bilindiği gibi Bulgar Türkleri’nin büyük bir kısmı 7-8.Yüzyıllarda Balkanlar’a gelmişler, buradaki Slavlarla birleşerek, bugünkü Bulgar Devletini kurmuşlardır. Bir kısmı ise, Volga Nehri kıyılarında Srednee Povolye (Vatan Atal)bölgesine yerleşmişlerdir. İşte bunlar, bugünkü Çuvaş Türkleri’nin etnik temelini oluşturmuşlardır. Hatta Kazan Türkleri olarak bilinen Tataristan’da yaşayan Tatar Türkleri de aynı boya mensupturlar. Kazan Türkleri’nin önemli bir kısmı müslüman olmasına rağmen, az olsa da bir kısmı ortodoks dinini benimsemiştir. Aslında, bugün Moskova’nın kuzeyinde ve Rusya Federasyonu içerisinde sacayağı biçiminde yer alan Tataristan, Başkurdistan ve Çuvaşistan’da yayaşan Türkler’in hepsi de aynı soya mensup insanlardır.
Biraz daha gerilere gidilecek olursa, daha 5-7.Yüzyıllarda Çuvaşlar’ın mensubu bulundukları Türk boyları, yani Bulgarlar ve Suvarlar, Kafkasya’nın kuzeyinde yarı göçebe, kabile hayatı yaşıyorlardı.
15-l6.Yüzyıllarda, o zamana kadar kabileler halinde yaşamış olan Çuvaşlar derli toplu bir hayat düzenine geçmişler ve böylelikle Çuvaş topluluğu meydana gelmiştir. O sırada yörede islami akımlar gelişmeye başlamıştır. Mesela Tatarlar ile Başkurtlar İslamiyeti kabul etmişler; ama Çuvaşlar kendilerine yapılan teklifleri reddetmişlerdir. Ancak, Arap alfabesini almışlar ve Çuvaş Türkçesine birçok arapça kelimeyi sokmuşlardır. 1870 yılına kadar arap alfabesi kullanan Çuvaşlar, o tarihte Kiril alfabesini kabul ederek, bugüne kadar bu alfabeyi kullanmayı sürdürmüşlerdir. Çuvaşlar, uzun süre hristiyanlığa karşı da direnmişler ve hayatlarını Şamanist inanç sistemiyle idame ettirmişlerdir. Rus Ortodoks misyonerleri, Çuvaş Türkçesini de öğrenerek, Çuvaşistan’da yoğun faaliyetlerde bulunmuşlar ama, başarılı olamamışlardır. Nihayet Rus Çarı bir ferman çıkararak, Çuvaşlar’a “ya Hristiyan dinine girersiniz, ya da kelleniz gider” deyince, kitleler halinde bu dine girmişlerdir. Böylelikle, l9.Yüzyılın başına kadar Şaman kalan Çuvaşlar, bu yüzyılın başından itibaren hristiyan olmuşlardır.
Yukarıda da değindiğimiz gibi, bugün Rusya Federasyonunda bir Çuvaşistan Cumhuriyeti mevcuttur ve bu cumhuriyet geçtiğimiz yıllarda bağımsızlık da ilan etmiştir ama, bağımsızlığı tanıyan hiçbir devlet çıkmamıştır. Rusya Federasyonu ise, Çuvaşistan Cumhuriyeti’ne eskiye oranla daha geniş özerklik vermiştir.
Gagauz Türkleri
Hristiyan-Ortodoks Türk topluluklarından birisi de Gagauzlar’dır. Gagauzlar’ın kökeni hakkında çeşitli görüşler ileriye sürülmüştür. Bunlardan birisi, Kuzeyden gelerek Basarabya’ya yerleşmiş oldukları ve Müslümanlıkla hiçbir zaman tanışmadıkları görüşüdür. Bir başka görüş ise, Selçuklu Sultanı 2.Keykavus’un, Bizans’a sığındıktan sonra, beraberindeki orduyla birlikte, topluca Hristiyanlığa geçmiş oldukları yönündedir. Bize göre durum biraz farklıdır. Kanaatimiz odur ki, Gagauzlar sadece Oğuzlar’dan müteşekkil değildir ve içlerinde Kıpçak soylu olanlar da vardır. Nitekim dil uzmanlarının yaptıkları çalışmalarla da görülmüştür ki, Gagauziye’nin köyleri arasında lehçe farklılıkları bulunmaktadır. Dolayısiyle Kıpçaklarla Oğuzlar, Gagauz Türk topluluğunu oluşturmuşlardır. Belki aralarına Keykavus’un hristiyan olan askerleri de karışmış, böylelikle ilginç bir Türk boyu meydana gelmiştir.
Bu konunun aydınlatılması hususunda, yakın zamana kadar Moldova’nın Ankara Büyükelçisi olarak görev yapan Dr.Todur Angeli, Gagauz asıllı olmasının verdiği heyecanla, Ankara’daki bilim kuruluşlarından yardım istemiştir. SSCB’nin dağılmasından sonra dünya coğrafyasında l5 yeni devlet ortaya çıkmıştır. Bunlardan birisi de Moldova (Moldavya)’dır. Moldova, bağımsızlığını elde eder etmez, bu ülkenin güneyindeki Bucak Bölgesinde yaşayan Gagauzlar da harekete geçmişler ve onlar da bağımsızlık ilan ederek, bağımsız bir devletin bütün kurumlarını oluşturmuşlardır. Halk Topluşu adlı bir parlamento, milletvekilleri ve cumhurbaşkanı seçilmiştir. Ne var ki bu devleti tanıyan olmadığı gibi, ülkenin hakim zümresi olan Moldovanlar ile Gagauzlar arasında silahlı çatışmaya dönüşen tartışmalar yaşanmıştır. Neticede, Moldova parlamentosu , Gagauz bölgesine özerklik veren bir yasa çıkarmış ve böylelikle, dünyanın o coğrafyasında, özerk de olsa Türk soylu insanların yaşadıkları bir minik devlet kurulmuştur.