Güven her şeydir

İnsan hayatta ne olursa olsun güvenmek ister. Ailesine, arkadaşlarına, birlikte hayatı paylaştığı insana ama her zaman güveninizin karşılığını alamazsınız. İşte bu yüzden insanlara güvenmek için birçok kez düşünmek gerekiyor. Kimden, ne şekilde darbe alabileceğini tahmin edemiyor insan ve en güvendiğin dahil gün geliyor seni yaralıyor hiç beklemediğin bir anda.

İnsanoğlu her daim güvenmek istemesinin sebebi bir şeylerin eksik kalacağından korktuğu için ya da tek başına kalmak istemediğindendir. Güvenmek gerek ama güven sınırını da bilerek. Sonsuz güven her daim sorun yaratacaktır, kişi kendine bile bu denli güven duymamalıdır ki bir şeyler ters gitmeye başladığında yıkımlar büyük olur, toparlayamaz.

Bir insana güvenmek ona teslim olmak gibi bir şey aslında. Kendin gibi sanıp sırtını yaslarsın. Hiç kimsenin, sana zarar vermeyeceğinin bir garantisi yoktur. Bu nedenle kime, ne kadar güvenebileceğinin sınırını belirlemelisin ki, güvenin sarsıldığı zaman sen de sarsılmayasın. Manevi olarak sizi çökeltir bu durum.

Güven; kazanılması güç, fakat kaybedilmesi çok kolay bir duygudur ve en çok sevilen kişiye güvenilir. Güven sarsıldığı zaman, sevgi de zedelenir ve bu durum çok büyük bir kayıptır.

Sana güvenen kişinin güvenini yitirmemeye özen göstermelisin. Demek ki seni çok seviyor ki sana güveniyor. Ne sevgisini kaybet, ne de güvenini. Çünkü hem sevgisini, hem güvenini kaybettiğin kişinin, kendisini de kaybetmiş olursun zaten.

Emine Supçi’in konu üzerine özlü tespitini de buraya bırakıyorum: “Dinle küçüğüm: Ağaca güvenebilirsin. Bilirsin ki elma ağacı elma verir, erik değil. Hayvanlara güvenebilirsin; çünkü aslan, aslan gibi davranır maymunluk etmez. Ama insana güvenemezsin; zira o, yüzüne gülümserken arkasında hançer gizleyebilen tek yaratıktır.” Sağlıkla kalın.