Mitosun Kökeni-5
Mitosların Özellikleri
Mitosun masal, halk hikâyesi, destan gibi diğer
sözlü kültür ürünlerine benzer yönleri olduğu gibi
sadece kendisine has olan ve diğerlerinden ayrı
olan özellikleri de vardır. Mitoslar, kendilerine
inanan kişiler için gerçektir. Mitosun bu gerçekliği;
gerçeklere dayalı bilgi vermesi değil inananlar
üzerinde etkili olmasıdır.
Mitosların gerçek hikâyeler olduğuna inanan
birçok insan topluluğu, geleneksel hikâye anlatma
biçimini, gerçek hikâyeler ve kurgusal hikâyeler
olmak üzere iki kategoriye ayırır. Bu ayırım dünyanın
birçok yerinde yapılmakta, “Gerçek/Doğru
Hikâyeler” “Yanlıs Hikâyeler”den ayırt edilmektedir.
Buna göre “gerçek hikâyeler” bir tarihtir
fakat yanlış olanlar bunun tersidir. Dünyanın baslangıcıyla
ilgili olan ilk parçaları içeren “gerçek
hikâyeler”, kutsal ve doğaüstü konularla ilgilenirken,
yanlıs olanlarda din dışı konular ele alınır.
Mircea Eliade da, mitin primitif ve arkaik toplumlar,
yani sosyal ve kültürel hayatlarının temelini
mitlerin olusturduğu insanlar için, mutlak gerçeği
açıkladığını söyler. Çünkü mit, kutsal bir tarihi,
yani Büyük Zaman’ın şafağında, baslangıçların
kutsal zamanında (in illo tempore) meydana
gelmiş beser ötesi bir ilhamı (revelation) anlatmaktadır.
Mitoslar gerçek oluşlarının yanında,
baslangıçla, bir varlığın ilk yaratılısıyla, ilk ortaya
çıkmasıyla veya bir ritüelle ilgilidir. Bu nedenle
mitoslar kutsal öykülerdir. Uzun bir süre, hatta
binlerce yıl temel öğelerinden önemli kayıplar
vermeden zamanımıza kadar ulaşabilmelerinin nedeni
de mitosların vazgeçilemeyecek kadar kutsal
olması, inananlar için son derece önemli bilgiler
içermis olmalarıdır.
Mitosların kutsal öykü olarak kabul edilmeleri,
binlerce yıl boyunca bazı değisikliklerle beraber
farklı versiyonlarla ortaya çıkmalarına rağmen
toplumun manevî değerlerinin saklanmasında ve
korunmasında faydalı olmustur.