Artan nüfusa ters orantılı gıda kaynaklarının üretimi karşılaştırıldığında ortaya çıkan tablo beslenme yeterliliği giderek daha da imkansız hâle geldiğini işaret ediyor. 2024 yılında 88 milyona ulaşması beklenen ülke nüfusu son beş yılda yüzde 6 oranında artış göstermektedir. Nüfusa ters orantılı olarak son beş yılda hayvancılık sektöründe de yüzde 6 oranında düşüş gerçekleşti.
Ekonomik olarak gelişmiş ülkelerin çoğu gıda kaynaklarının üretiminde kendine yeterliliğin üstünde kapasite ile ihracat boyutunda olduklarını görüyoruz.
Gelişmekte olan ülkemizde ise giderek üretimde oransal olarak düşüşlerin olması haliyle gıdada ve gıda kaynaklarında dışa bağımlılığı getirmektedir.
Ülkenin beslenme ihtiyacının karşılanması için son zamanlarda sıklıkla yapılan ithal hayvancılığı gıda üretimindeki yetersizliğe örnek gösterebiliriz.
İthal hayvancılık tüketici kadar üreticiyi de kaygılandırmakta ve artan maliyetlerden kaynaklı fiyat istikrarsızlığına sebep olmaktadır.
Türkiye'de hayvan ithalatının artması ve bununla beraber üretimdeki artan girdi maliyetleri Hayvan yetiştiriciliğine ilgiyi azaltmaktadır.
Ülkenin iç piyasasını canlandırmak için hayvan İthalatının azaltılıp hayvancılık üretiminde temel girdi maliyeti olan ve sıkça tüketilen yem yetiştiriciliğine önem kazandırılarak yatırım ve teşvik programları yapılmalıdır.
Yem üretiminde kullanılan tahıl gruplarının fiyatlarındaki düşüşe de bakılırsa artışın temel sebebi iş gücü ve enerji tüketimindeki zamlardan kaynaklı olduğunu öngörebiliriz.
İç piyasasını ve gıda ihtiyacının temel kaynaklarından olan hayvansal üretiminin bu düzeyde olması doğal sebeplerden olmadığı için doğru politikalar ile üretimde ihtiyaç duyulan ivme kazanılabilir.
Ülkenin mevsim şartları ve verimli arazilerinin bölgesel olarak farklılık göstermesi üretimde avantaj olması için tarım politikalarında yerelleşmeye gidilerek iş bilmez yatırımcıların yatırım aracı haline dönen hayvancılık sektörünü işin ehli üreticilere kazandırılarak üretimde yeterlilik ve toplumsal kazanım sağlanabilir.