Türkiye’de son dönemde ortaya çıkan sokak röportajları dikkatimi çekmeye başladı.
Türkiye gerçeği!
Sokaklardan öğrenilir…
Depremi ilk sosyal medyadan öğrendik.
Televizyon kanalları, sosyal medya karşısında havlu attı.
Ne çok ilgi görmüştü sokak röportajı videosu…
İlgi görmeyi bırakın amca ülkede en çok konuşulan kişi oldu ve TV ekranlarının görünen yüzü haline geldi.
Sosyal medyada gezinirken, bir sokak röportajı dikkatimi çekti.
Ellili yaşlarda bir kadın, toplumun geldiği durum ile ilgili bir şeyler söylüyordu.
Söyledikleri öyle sıradan boş laflar değil…
Etik, ahlâk, toplum, insan, ekonomi, iktisat, çürüme diyordu.
Kendince toplumsal bir analiz yapıyordu.
Daha sonraki günlerde sosyal medyada gezinirken yine bu kadının röportaj videosu çıktı. Demek ki ilgi görmüştü, izleniyordu.
İzlenme rakamı halliceydi.
Sosyal medya öyle bir mecra ki, görüntüler, haberler, röportajlar zaman içinde eriyip gidiyor.
Bugünün görüntüleri yarına kalmıyor, unutulup gidiyor…
Bir haber kanalında, sokak röportajı yapılan o kadın, haber konuğu olarak karşımdaydı.
Şaşırdım kaldım.
Sanırım kadının sokak röportajı çok ilgi gördüğü için televizyon kanalı kadını, konuk olarak programa davet etmişti.
Kadının bir sürü unvanı vardı.
Birkaç üniversite bitirmiş.
Yüksek lisans, doktora, öğretim görevliliği…
Demek ki sokakta konuşan kadın bir akademisyendi.
Ülkede sıradan bir vatandaşın, böyle bir röportajı yapamayacağına kanaat edilmiş olmalı ki, kadın TV kanalına davet edilmiş.
Bu ülkenin ilkokul, ortaokul, lise, üniversite mezunu, “Türkiye’nin başka bir gerçekliği var, bu gerçeklik iktisadi gerçeklik değil, şu anda Türkiye’de sosyal çürüme var. Dünya tarihi bir sürü ekonomik kriz gördü. Ekonomi her zaman toparlanır, kapital kendini yok etmez. Sosyal çürümeyi düzeltemezsiniz. Şu anda Türkiye’de sosyal çürüme var. Bunun düzelmesi çok zor. Dönüşü olmayan bir yerdeyiz.” diye bir konuşmayı yapmaz mı?
Öyle anlaşılıyor ki, sıradan bir yurttaşın, bu röportajı yapamayacağı anlayışı hâkim; yoksa ne diye bir akademisyen bir sokak röportajında birkaç şey söyledi diye televizyon programına davet edilsin.
Üzüldüm…
Bilgili insanlar mutlaka var…
Demek ki çok az bu insanlar…
Basit bir ekonomi, toplumsal çözümleme, durum tespiti analizi yapmak çok mu zor…
Herkesin bildiği ve yaşadığı bir gerçeklik değil mi, akademisyenin söylediği şeyler…
Toplum hızla ahlaki olarak çöküyor; değerler yok oluyor…
Dürüstlük, doğruluk, iyilik, dayanışma, paylaşım…
Çok sıradan, basit insani davranışlar maalesef uygulanamıyor.
Doğru olmak, dürüst olmak, yalan söylememek…
Her yurttaşın temel davranışıdır aslında…
Üst düzey bir davranış falan değildir.
Düşünebiliyor musunuz; başka yerlerde sıradan, olması gerek bir davranış, bizde nasıl değer buluyor; abartılı bir şekilde anlatılıyor ya da takdir görüyor.
Bu ülkede her vatandaş kendisine uzatılan bir mikrofona, akademisyenin konuştuğu şeyleri konuşabilmeli…
Konuşamıyor, çünkü bilgiden çok uzak…
Hiç bir şey bilmiyor.
Dünyadan bi haber.
Bu gerçeklik de beni üzüyor…