Uykusuzluk Deyip Geçmeyin!

Uykusuzluğa dikkat! Günümüzde stres kaynakları o kadar fazla ki; iş hayatı, okul hayatı, özel hayatımız, sınav kaygılarımız, çoğu zaman uzun ve yoğun mesai saatleri, ekonomik kaygı, ilişkilerimiz, aile hayatı daha nicesini sayabileceğimiz sebepler. Bu kadar çok sebep varken stres altında kendini hisseden kişi sayısı da oldukça fazla. Özellikle pandemi sürecini de ek olarak düşünürsek maruz kalmayan insan yok diyebiliriz.

 

Peki! Yaşanılan pandemi süreci ve halende devam eden etkileri, sizce insanlarda nasıl bir etki yaratır? Ya da yaşanılan sorun ve problemler geçtikçe insan üzerindeki yaratacağı problemde bitecek midir? Stres ve kaygının bu kadar yoğun olduğu bir dönemin etkileri olmayacak mı? Maalesef evet. Hatta birçok hastalığın temeli bile atılmış olabiliyor.

 

Vücudumuz yaradılışı gereği birçok zorluklarla başa çıkabilmesi için bir mekanizmaya sahiptir. Gün içerisinde zihinsel yorgunluk, sinirlilik hali, stres, kaygı, üzüntü, fiziksel yorgunluk hali gibi durumlarda başa edebilmek için devreye soktuğu en etkili mekanizma uyku sistemidir. Uyku; bilimsel olarak gün boyu yorulan vücudun ve yıpranan sinir sisteminin, yenilenmesi ve dinlenmesi için kendini bakıma aldığı bir zaman dilimidir. Bu nedenle birey bu zaman dilimin de sıkıntı yaşıyorsa zor bir sürece girmiş demektir ve ciddi bir desteğe ihtiyaç duymaktadır ve baş etme sistemi maruz kalınan zorlu süreçle baş etmede yetersizdir. Çünkü vücut uykusuzluk sorunuyla vücudunu yenileyemez, bedenini ve zihnini dinlendiremez bu da kişiye ruhsal ve bedensel olarak sorunlar yaşatır.

 

Bazı insanlar uyku bozukluğunu biyolojik sebeplerden yaşarken, bazı insanlarda psikolojik tabanlı sebeplerden yaşıyor olabilir. Hatta kişiye göre uyku bozukluğu şekli de değişmektedir. Kimisi gece boyunca uyuyamamakta belli aralıklar da uyanmaktadır. Kimisi ise yataktan çıkamamakta ve yetişkin bir bireyin günde ortalama 7 saat uyuması yeterli iken, gün içinde 9-10 saat uyumasına rağmen uykusuzluk çekmektedir.

 

Uykusuzluk sorunu yaşayan insanların öncelikli olarak biyolojik etmenlerini araştırması gerekir daha sonra biyolojik etmenler de sorun yoksa psikolojik etmenler üzerinde durmalıdır. Ve uykusuzluk sorunun bir an önce çözülmesinde fayda vardır. Kişinin günlük iş performansında düşüklük, iletişimde problem, tahammülsüzlük, okul başarısında düşüklük, pozitif düşüncelerin azalması, endişe duygularının artması, her zaman en kötüyü düşünme, odaklanmada ve dikkatte sorunlar yaşama, unutkanlık gibi olumsuz etkilerini görmeye başlayabilir. Çünkü tüm vücut sisteminin dengesi zaman içinde büyük oranda çöküntüye uğramaya başlar. Eğer uykusuzluk psikolojik tabanlı ise kişi de depresyon, kaygı bozukluğu, obsesyon (takıntılar) gibi psikolojik rahatsızlıkların da habercisi olabilir.

 

Uykusuzluk sorununu kesinlikle hafife almayın. Belli bir dönem değil de uzun bir süre devam eden uykusuzluk sorunu ve devamlı uyuma isteği, enerji düşüklüğü hissediyorsanız bunun sebebine bakmanızda fayda var. Eğer belli bir döneme ait ise yürüyüş, spor, uzun zamandır yapmadığınız ama yapmaktan hoşlandığınız size iyi gelen etkinlikleri uygulamak, beslenmede sebze meyve tüketimini artırmak, günlük su alımının ortalama 2 lt. tüketilmesi, yaşadığınız sorunları bir kağıda yazmak gibi eklemeler süreci daha hafif atlatmanıza yardımcı olacaktır.

 

Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle sağlıkla kalın.