Ahlak Son Demini (mi) Yaşıyor!

Hadis-i Şerif, der ki: "Sizin en hayırlınız ahlâkı en güzel olanınızdır" 

 

Ahlakı bozulan bir toplumdan hayır beklenmediği gibi ahlaksızlıktan sağlığı bozulan topluma da hiçbir ilaç derman olmaz, hiçbir tabip çare bulmaz. Ahlakı bozulan bir toplum her daim, her devir helak olmaya ve Allah’ın gazabına uğramaya da müstehaktır. 


Son günlerde Türkiye’de ar damarı çatlamış, onur ve insanlıktan bir nebze bile nasibini alamamış iblis yüzlü, azgın ve sapık mahlukatların, toplum içinde ulu orta cinsel ilişki yaşamaları, hiç kuşkusuz kıyametin alâmetlerinden biridir. Sapkınlığın, azgınlığın, edepsizliğin, hayasızlığın ve kendini yitirmişliğin baş gösterdiği Müslüman bir ülke olan Türkiye’de son günlerde ne yazık ki ulu orta sıkça yaşanan bu mahremiyetler, toplumun bozulan ve akıl almaz psikolojisinin geldiği korkutucu son durumunu tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Hiç utanmadan, arlanmadan, kızarmadan toplum içinde cinsel ilişkiye giren bu çirkef sapıklar, her zaman helak olmaya müstehaktır ve Yüce Allah’ın en büyük gazabına en kısa zamanda uğrayacakları da muhakkaktır.


Bugün Türkiye’de son günlerde toplum içinde en gizli kalması gereken özel hayatlarını (mahremiyetini) topluluk içinde açık bir şekilde yaşayan azgın, sapık ve lüzumsuzların yanı sıra bazı okullarda ahlak sınırlarının dışına çıkıldığını maalesef üzülerek görüyoruz. Geçtiğimiz haftalarda Bursa’daki bir okulda düzenlenen etkinlikte dansöz oynatılması, Antalya’daki bir okulda ise kendini bilmez bir öğrenci tarafından kutsal kitabımız olan Kur-anı Kerim’e tekme atılarak en büyük saygısızlık yapılması ise toplumun ahlak değerlerinin ne kadar bozulduğunu, ne kadar hiçe sayıldığını gösteriyor bizlere. 


“Ağaç yaş iken eğilir” der, atalarımız. Eğitim seviyesi düşük bir toplumun geleceği parlak olmaz, imanı zayıf bir toplumun da pek ahlaklı olduğu söylenemez. Bu yüzden ve her daim en iyi eğitim ve öğretim şarttır hele ki bu ülkede. Öncelikli eğitim aileden başlar okulda devam eder. Eğitimciler her şeyden evvel ahlaklı öğrenciler yetiştirmelidir. Çünkü ahlaklı insanların sözü de, gönlü de, yüzü de her daim hoştur; ülkesine ve topluma da faydası çoktur.  
 

Türkiye’de ahlak demişken sanat dünyasına da birkaç söz söylemeden, birkaç yergi yapmadan birkaç ikazda bulunmadan geçemem.

Türkiye’de reşit olmak, 'her alanda özgürsün’, 'her istediğini yaparsın’  diye biliniyor maalesef. Bu, çok ama çok yanlış bir bilgi ve öldürücü bir virüs olarak bazı zihinlere yerleşmiş durumda. Bugün özelliklede bazı malum kadın sanatçıların ‘iç çamaşırıyla sahnelere çıkması’, ‘iç çamaşırıyla şarkılarına klip çekmesi’ kişi hürriyeti (özgürlüğü) adı altında kendilerini gelen haklı eleştirilere karşı savunmaları ise bana göre en büyük aciziyetsizlik ve zavallılıktır. 


Dini İslam olan bir ülkede iç çamaşırlarıyla sahnelere çıkmak, iç çamaşırlarıyla erotik klipler çekerek yayınlamak ahlaksızlığın, edepsizliğin ve kendini bilmezliğin göstergesidir. Malum kadın sanatçıların bu ahlak dışı davranış ve hareketlerini çiçeği burnunda  bazı kadın sanatçıların da örnek alması, onlara özenmesi hatta ve hatta onların kat be kat fazlasını yapması ise tam bir rezillik, tam bir pervasızlık, çirkinlik ve çirkefliktir.  

 

Para uğruna, nam ve şöhret uğruna benliğini, örtünmesi zaruri olan bedenini muhafaza etmeyerek bunu anlamsız bir amaç olarak (uğruna) kullanan bazı malum kadın sanatçıların kendilerine yönelik gelen eleştirilere cevap vermesi ise kanımca yüzsüzlüktür. 
‘Özgürlük’ adı altında kadın sanatçıların yaptığı bu davranış ve eylemlere yönelik gelen eleştirileri ise kimi sanatçılar doğru bulur, kimi sanatçılar ise ‘sanatın namusu yok’ diyerek eleştirilere karşı çıkar, kimisi ise bu ahlaksızlık karşısında susmayı yeğler.

 

Bu haklı eleştirileri doğru bulanlar bugüne kadar hep okların hedefi olurken, sessizliğe gömülen RTÜK ise, “Bu konuda her zaman gerekeni yapmalı ve bu tür ahlak dışı durumların yaşanmasına asla müsaade etmemeli ve müsamaha göstermemelidir” diyerek RTÜK’ü burada uyarıyorum.  


En büyük miras elin kiri olan ‘para’ değil, kurtuluşa, muhabbete götüren ‘güzel bir ahlak’, ‘güzel bir edep’tir.