Evet, unutulmayan hiçbir şey, hiç kimse yoktur yeryüzünde. Ekonomik krizler, birçok can kaybına yol açan salgınlar, madenlerdeki göçükler, meydana gelen depremler, savaşlar, doğal afetler ve kısacası bizi derinden üzen her şey, herkes...
Dün yüreğimize ateş düşüren yukarıdaki saydıklarımın tümü, bugün maalesef unutulmuş durumda!
Baksanıza; özellikle de son yıllarda yaşayıp da ve asla “unutmayacağız”, asla “unutulmayacak” ve asla “unutturulmayacak” dediğimiz o kadar kayıp, vahim ve acısı tarifsiz olay ve felaket yaşadık ki; bugün maalesef hiç birinden, hiçbirimiz, hiçbir ders çıkarmamakta direnerek bunların hepsini alışa alışa, birer birer unuttuk, unutturduk ve hepsi unutuldu!
Mesela; 2018 yılından bu yana ülkemizde yaşanan ekonomik krizden nasibini almayan, bu krizin acısını iliklerine kadar hissetmeyen, buna isyan etmeyen hiç kimse yoktur. Ama o gün aç bırakıp canımızı yakan, uykularımızı kaçıran ve asla “unutulmayacak” denilen tüm bu sıkıcı ve bunaltıcı günler, bugün bir daha hatırlamamak üzere maalesef birer birer unutuldu!
Mesela; ülkemizde 2020 Mart ayında görülen ve binlerce kişiyi hayattan, sevdiklerinden koparan, insanların birbirinden kaçmasına, evlerinden çıkmamasına, ağızlara maske takılmasına neden olan, sosyal ve ekonomik olmak üzere her alanda hayatı durdurma noktasına getiren ve asla “unutulmayacak” denilen ölümcül koronavirüs salgını (Covid-19) bugün maalesef bir daha hatırlamamak üzere unutuldu!
Mesela; bir deprem ülkesi olan Türkiye’de özellikle de Marmara depreminden bugüne kadar meydan gelen ve birçok can kaybına, yaralanmaya, yuvaların yıkılmasına sebep olan ve asla “unutulmayacak” “unutturulmayacak” denilen depremler gibi hiç bir doğal afetlerden ders almadık, almayı görev ve sorumluluk bilip de akıl edemedik. Bugün hepsi alışa alışa, birer birer maalesef unutuldu… Özellikle de 10 ilde büyük yıkım ve binlerce kişinin ölüm ve yaralanmasına yol açan bu son depremler (6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş depremleri) bunun en bariz ve en korkunç örneği olarak tarihin tozlu sayfalarına mürekkep yerine kanla yazdırmayı maalesef başardık. Ve asla “unutulmayacak “unutturulmayacak” denilen bu tarih de(bu deprem felaketi de) maalesef daha şimdiden yavaş yavaş U-NU-TU-LU-YOR.
Çünkü ülke olarak en iyi bildiğimiz şey; Şüphesiz ki “unutmak”tır. Birçok şey gibi unutmayı da çok ama çok iyi bilen bir ülkeyiz. Başımıza gelen hiçbir olaydan, fekaetten ders çıkarmadığımız için “Her şeyi unutanlar ülkesi” olarak da belki tarih sayfalarındaki yerimizi almışız ya da yerimizi ayırtmışız daha şimdiden!
Ülkemde unutulan o kadar çok şey var ki, saymaya kalksanız ömür yetmez, sayılar yetmez!
Mesela; ekonomik krizleri, salgın ve doğal afetleri fırsata çevirerek; kendi yakın ve akrabasını, eş dostunu, bacı kardeşini kısacası kendi insanını, halkını, yaptığı zamlarlarla, fahiş fiyatlarla, stoklarla zorda, darda, yoklukta bırakan vicdansız ve gaddar mahlukatlar da bugün maalesef unutulmuş durumda!
Bu yaşanan doğal afetlerden, kifayetsiz acılardan, binlerce can kaybından bundan sonra ders çıkarılacak denilip de verilen vaatler, sözler ve bu vaat ve sözleri haykırarak söyleyenler bugün maalesef isteye isteye unutuldu!
Bu yaşanan doğal afetleri fırsata çevirerek kendi halkını ölüme sürükleyenler ve bunlara gereken cezalar verilecek diyenler, bugün maalesef herkes tarafından isteye isteye unutuldu.
Yani kısaca diyeceğim o ki; zaman her şeyi, herkesi unutturuyor. Her şey, herkes ve asla kapanmaz denilen derin yaralar, dinmeyen acılar, gözyaşları ve bitmeyen matemler zamanla unutuluyor her ne kadar asla “unutmayacağız”, asla “unutulmayacak” ve asla “unutturulmayacak” desek de!
Bu söylemler sadece kendimizi teselli etmekten, avutmaktan, oyalamaktan başka hiçbir şey değildir ve bu akılla da bundan sonra başka bir şey de olamaz!
Zaman da acımasızdır tıpkı insanlar gibi; işine geleni uyuşturur, işine gelmeyeni ise unutturup maziye fırlatır!
Tıpkı aşağıdaki bir şarkı sözünde de geçtiği gibi:
Unutulmaz deme bana,
unutulur unutulur.
Kapanır en derin yara,
acısı da unutulur.
Bir rüyadır gelir geçer
Her aşk bir gün hayal olur.
Unutulmaz denen günler,
unutulur unutulur.
Bu hayat böyledir dostum,
Yaşanan gün mazi olur.
En değerli hatıralar, bir
gün gelir unutulur.
En acı dermandır yıllar.
Sen dursan da dünya döner.
Kalbini dağlayan yangın,
yavaş yavaş küle döner.
Ne kadar sevmiştim seni
Ölürdüm, öl dediğin yerde
Gözlerimden pınar gibi.
Akıp giden yaşlar nerede.
Hiç üzülme, bu da geçer,
Bir gün gelir, mazi olur.
Unutulmaz denen dertler,
unutulur unutulur.