Başlık, gelin adayının ailesine verilen bir paradır.
Güvey adayı tarafından gelir adayına verilen paraya ise "Mehir" denilmekteydi, islâm hukukuna göre bu para; üzerinde gelinden başka hiç kimsenin hakkı yoktu. Evlenmeden, nikâh akdinden önce veya nikâh akdi sırasında şahitler huzurunda gelin adayına verilmesi gereken Mehir, Mehr-i Muaccel ve Mehr-i Müeccel adını taşımaktaydı.
Mehirin, Mehr-i Muaccel ve Mehr-i Müeccel olarak nikâh sırasında şahide huzurunda tesbit edilmesi gerekmekteydi. Meselâ 11 Mart 1826 tarihinde Harici ile Abdurrahman'ın şahider huzurunda nikâh akdi yapılırken gelinin Mehr-i Mu accel ve Mehr-i Müeccel'i 200 kuruş olarak tesbit edilmişti. 1829 tarihli bir hüc cettden anlaşıldığına göre ise, bu tarihte nikâh yapan Bekir ve Zaide evlendikdeı sonra 600 kuruş olarak tesbit edilen Mehir bedelini, Bekir karısına ödemediği için Zaide'nin annesi tarafından dava edilmişti. Yine 1829 tarihli bir başka hüccette Ali'nin karısı Ayşe'ye 250 guruş Mehir verdiği ve nikâh yaptığı, ancak karısının kaç üğı için kendisine teslim edilmesini istediği görülmektedir73. Kocanın ölmesi veya; boşanma durumunda, kadın eğer mehrini almamışsa bunu talep edebilmekteydi Meselâ 1844 Mayıs sonlarında ölen Hafız Hüseyin Efendi'nin karısının mehir be deli olan 500 kuruş terekesinden düşülerek, kadına ödenmişti