Gönül Kapılarımız

Şehir kapıları;

Kadim şehirlerin mahreminin girişidir.

 

Kapı kavramı hemen hemen tüm din ve medeniyetlerde bilinmeyenin arkasındaki sırlara ulaşmanın yolu olarak görünür.

 

Kapıların; güvenli ve huzur içinde, yaşanan mekanlara giriş ve çıkışı sağlamak için yapıldığı ve zamanla değişen medeniyetlerden kalan değerlerle, yeni anlamlar kazanarak, günümüze geldiğini düşünürsek önemini daha iyi kavrayabiliriz.

 

Kapıları şehirlerin kalbi olarak görüyorum.

 

Bu bağlamda mana olarak çok derin anlamlar içeren yerlerden olmuşlardır.

 

Kaleleri veya surları zapt etmek istiyorsanız öncelikle kapılarını zorlarsınız.

 

İnsanı kazanmak istiyorsanız onunda önce kalbine dokunmanız gerekir.

 

Bu özelliğinin dışında kapılar, üzerlerindeki süslemelerle şehirlerin otobiyografisi niteliğinde birer Sanat eseridir.

 

Bu tür eserler şehirlerin kültürel, sosyal, dini ve ekonomik durumunu yansıtan, yaşam biçimi hakkında bilgiler veren eserlerden olup şehirlerin bütün yaşanmışlıklarının özeti niteliğindedir.

 

Üzerindeki eserlerde, yaşanan medeniyetin izlerini şehir girişlerinde hissettirebilmek adına; süsleme ve figürlerle, gelen insanları etkilemeye yönelik yapılmış olması, şehir kapılarına daha farklı bir anlam kazandırmıştır.

 

Diyarbakır’ın sur kapıları tarih boyunca çok önemli bir yere sahip olduğunu tekrar hatırlatarak.

 

Dağ Kapı (Harput Kapısı),

Urfa Kapı (Rum Kapısı),

Mardin Kapı (Tell Kapı) ve

Yeni Kapı (Dicle-Irmak-Şat Kapı) olarak isimlendirilen Diyarbakır’ın dört ana kapısından gönül yolculuğuna çıkmanın yaşadığımız kültürü ve bu kültürün geleceğe yön veren izlerini bulmamız noktasında önemli olacağını düşündüm.

 

Bu kapılar aynı zamanda Diyarbakır’ın birer sembolü niteliğindedir.

Tarihe tanıklık eden bu kapılarla ilgili restorasyon çalışmalarının yapıldığını ve bu çalışmalar sonrasında daha anlamlı bir görünümle karşımıza çıkacağını umut ediyorum.

 

Günümüze dönecek olursak;

Yaşanan değişimlerle beraber şehir kapıları eski önemini kaybetme noktasına geldi.

Çeşitli sebeplerle değişen yaşam tarzı, değişen yaşam tarzına bağlı değişen bazı kavramlar ve bu kavramların altında oluşan mevcut durum, medeniyetlerin kültürel eserlerini önemli olmaktan çıkararak ilginç olmaya yöneltti.

 

Kendi döneminde önemli olan şehir kapıları, şimdilerde ilgi çekici eserler olarak görünüyor.

Bizler eserlerimizi koruyarak bu duyguları ilginç olmaktan çıkarıp tekrar kendi yaşam değerlerimizi ve birbirimizle olan bağlantıları pekiştiren duygulara dönüştürüp, sahiplenme duygusuyla ileriye taşıyamayız.

 

Bilinmeyenlerin gizemini ancak bu kapılardan içeri girip gerçek manasını kavrayarak anlamış oluruz.

Bu sayede toplumsal bir merak duygusu ile geçmiş medeniyetlerin bıraktığı izleri, oluşan kültür hafızamızda yeniden canlandırabiliriz diye düşünüyorum.

 

Toplumsal anlamda, kültürel merak duygusunu yeniden kazanabilir ve bu tür eserleri ilginç objeler şeklinde görmek yerine; sosyal bir varlık olmamızdan dolayı, geçen zaman dilimi içinde birçok uygarlık ve medeniyetin yaşadığı ve her birinin kendi izini bıraktığı eserler olarak görüp, değerlendirmenizi buna göre yaparsak daha iyi anlamlı bir tablo ortaya çıkacaktır.

 

Bu sayede hayata dair birçok şeyi özetlemiş olacağımıza inanıyorum.

 

Uzun yıllar boyunca bu coğrafyada birlikte yaşamış olan farklı kültür ve medeniyetlerin izlerini, birbirlerine bağlı ve aynı zamanda birlikte yaşamanın öğrettiği etkileşim içerisinde olmalarından dolayı toplumsal bütünlüğün verdiği zenginliği ancak bu ortak değerlerin birlikte sahiplenmesiyle mümkün olacağı kanaatindeyim.

 

Bu nedenle birçok sanatsal ve edebi esere konu olmuş şehir kapılarını sadece bir kapı olarak görmek yerine;

 

Tüm medeniyetlerin ortak anahtarı ile açılan, birlikte yaşamın sürdürülebildiğini gösteren, bir aile evine giriş gibi görmenin yaşadığımız şehre daha anlamlı değerler katacağı fikrindeyim.

 

Bu anlatımlar eşliğinde Diyarbakır’ın sur kapılarının önemini bir kez daha gözden geçirerek, bize kattığı değerlerle anlamlandırmak ve bu değerleri ileriye taşımak, üzerindeki tüm eserlerle birlikte içindeki yaşamları, üretimi, inançları, sanatı ve bütünü kapsayan kültür birliğini bizlere gösteren yansımasını değerler bütünüyle okumanın daha anlamlı olacağını hep birlikte görme fırsatı bulacağımıza inanıyorum.

 

Şehrimizin medeniyet kapılarını umutla açıp, içindeki yaşamalara ve güzelliklerle kardeşçe ulaşmak dileğiyle…