Siyasi parti liderlerinin yıllardır süregelen Kürt sorununun çözümüne dair açıklamaları ve önerileri dün olduğu gibi bugün de tam hız devam ediyor. Özellikle de her seçim döneminde siyasi parti liderleri, Kürt meselesini çözmekten yana olsun ya da olmasın, Kürtlerden oy almak için bu meseleyi gündemlerinin ilk önemli maddesi haline getiriyor.

Özellikle de siyasi partililerin durağı medeniyetler şehri Diyarbakır oldu mu, söz konusu mevzu da mesele de yine bellidir, yine aynıdır:  Kürt sorunu!

Haliyle mevzu mesele Kürt sorunu oldu mu, tüm partililerin özellikle de seçim dönemlerinde bu konudaki söylem, yaklaşım ve düşüncelerini bilmemek, tahmin etmemek çok zor olsa gerek.

Peki; Kürt sorununu çözme vaadiyle iktidara gelmenin planı ve hayalini kuran ya da iktidar da kalma mücadelesi veren siyasi partililerin Kürt soruna olan bakış açıları, yaklaşımları, düşünceleri dün neydi, bugün ne oldu?

Şimdi gelin hep beraber siyasi partilerin yıllardır bir türlü çözüme kavuşamayan Kürt sorununa bakış açısına bakalım:

AK PARTİ

Mesela; daha önce ‘Kürt sorunu’ vardır diyen Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün böyle bir sorun yoktur diyor. Peki; var olan bir mesele nasıl yok olabilir? Tabi ki çözülerek, giderilerek, halledilerek, (anadilde eğitim, Kürtçe resmi kanal, Kürtçe seçmeli ders vs. gibi) talepler karşılanarak az ya da çok… Demek ki Kürtlerin herhangi bir talebinin artık kalmadığını söyleyerek çizgiisni değiştiren  AK Parti Genel Başkanı Sayın Erdoğan için bölgede yıllardır dillendirilen Kürt sorunu artık çözülmüştür ve de Kürt halkının her türlü talebi karşılanmıştır. Yani şimdiye kadar rafa kaldırıldığı denilen ‘Kürt sorunu’ artık mesele olmaktan çıkmıştır, bitmiştir, kalmamıştır AK Parti için, nokta. 

HDP

Peki, yıllardır süregelen Kürt sorunu için Kürtleri temsil etmesiyle bilinen HDP ne istiyor?

HDP, bu konuda Kürt halkı için hak-hukuk istiyor, anadilde eğitim istiyor, resmi dilimiz olan Türkçenin yanında Kürtçenin de olmasını ve kullanılmasını istiyor. Kısacası; HDP Kürt halkının yıllardır dile getirdiği taleplerinin yerine getirilmesini istiyor.  Peki, Kürtlerin (anadilde eğitim, Kürtçe resmi kanal, Kürtçe seçmeli ders vs. gibi) bu talepleri karşılandı mı? Kimine göre az kimine göre de hiç. Ama şu bir gerçek ki; Kürt sorunu iktidarda bulunan AK Parti için bitmiş olsa da, Kürt meselesinde çizgisinden asla taviz vermeyen, çizgisini asla değiştirmeyen HDP için ise hiçbir zaman bitmemiştir, bitmeyecektir. Bu sorun şu an için sadece rafa kaldırılmıştır, orada beklemektedir HDP için, nokta.

CHP

Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olan CHP; bu konuda dün olduğu gibi bugün de her zaman nabza göre şerbet veriyor. Geçmiş yıllarda Kürt sorunun çözümüne yönelik hiç de adım atmayan,  tek bir çözüm teklifi dahi sunmayan, HDP’nin Kürt sorunundaki tüm talebine sağır olmayı yeğleyen CHP, bugün ise rengiyle, fikriyle bambaşka bir CHP oluvermiştir.  Çizgisini ve eski politikasından tek bir eser dahi kalmayan bugünkü CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu, kendi çıkarları için hele ki iktidara gelmek söz konusuysa kayıtsız şartsız HDP’nin çizgisine girdiğini ve onun tüm görüş ve düşüncelerini kabul ettiğini görmemek için kör, bilmemek için de iradeden yoksun olmak gerek. Yani;  Kürt sorununu çözme vaatleriyle, HDP’nin temsil ettiği Kürtlerin oyu ile iktidara geleceğinin bitmeyen hayalini kuruyor CHP, nokta.

MHP

MHP’nin ise Kürt sorununu konusundaki yaklaşım ve düşüncesi dün neymişse bugün de hâlâ odur. MHP, CHP’nin aksine Kürt meselesi konusundaki çizgisinden hiçbir zaman taviz vermedi, duruşu her daim açık ve net olmuştur.   MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli için böyle bir mesele hiçbir zaman olmamıştır ve olmayacaktır da. Yani; Sayın Bahçeli, yıllardır ülke gündeminden hiç düşmeyen Kürt sorununun varlığını, her konuşmasında PKK’nın uzantısı diye savunduğu HDP’nin yıllardır istediği Kürtlerin hak-hukukunun ve taleplerinin olduğunu hiçbir zaman kabul etmemiştir. Kürt sorunu konusunda şu an ki AK Parti ile aynı düşüncededir MHP, nokta.

İYİ PARTİ

MHP’den ayrılarak CHP’nin de transfer vekilleriyle yakın zamanda kendi partisi olan İYİ Parti’yi kuran Meral Akşener’in de Kürt meselesi konusunda CHP’den pek farklı olduğu söylenemez. İYİ Parti Genel Başkanı Meral hanımın Kürt sorununa bakış ve yaklaşımı MHP’deyken neredeyse bilmeyen yoktur. Yani Meral hanımın da Kürt meselesi ve Kürtlerin taleplerine  ‘sağır sultan’ olmayı tercih etmişti MHP’deyken.  Ama bugün kendi partisini kuran Meral hanımın  CHP gibi bariz bir şekilde olmasa da kendi menfaatleri için, Kürtlerin oylarını almak için HDP’nin çizgisine ara ara girdiğini görmek oldukça mümkün.  Bu politikasıyla yavaştan da ya da bazen çaktırmadan da olsa çizgisini değiştirmekten taviz verip HDP’ye yanaşıyor İYİ Parti, nokta.

SAADET PARTİSİ

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun ise Kürt meselesine bakışı CHP, DEVA, İYİ Parti ve Gelecek Partisi’nden farklıdır.  Çünkü Saadet Parti Genel Başkanı Sayın Karamollaoğlu’nun Kürt sorununu çözüme kavuşturmadaki açıklamaları, önerileri, dik duruşu oldukça samimi ve oldukça ciddi olduğunu görüyoruz.  CHP, DEVA, İYİ Parti ve Gelecek Partisi gibi gösterişten, Kürt halkının oyunu almaktan, kendi çıkarları için Kürtleri oyalanmaktan uzak bir siyaset izleyen Sayın Karamollaoğlu’nun daha önce olduğu gibi bugün de aynı çizgisinden taviz vermediğini söylemek mümkün. Bu duruşuyla Kürt meselesi konusunda HDP gibi çizgisini asla değiştirmemiştir Saadet Partisi, nokta.

DEVA VE GELECEK PARTİSİ 

AK Parti’den ayrılarak kendi partilerini kuran ve bugün AK Parti’nin siyasi ve ekonomik politikasını doğru bulmayarak her zaman eleştiren Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) ve Ali Babacan’ın Kürt sorununa bakış açıları ise oldukça değişmiş durumda.  Özellikle de AK Parti’de Başbakanlığı döneminde Roboski katliamının yaşanması, Diyarbakır Eski Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesi ve Kürt sorununun rafa kaldırılması nedeniyle sıkça eleştirilen Sayın Ahmet Davutoğlu’nun bugün  (yaklaşan 2023 seçimleri öncesinde) her mecrada Kürt sorununun çözümüne dair Kürtlere vaatler verdiğini ve HDP’nin çizgisine bir hayli kaydığını görüyoruz. 

DEVA Genel Başkanı Sayın Ali Babacan’ın da 2023 seçimleri nedeniyle Kürt meseslinin çözümüne yönelik açıklamaları, önerileri ve vaatlerinin olduğunu ve bunların artarak devam ettiğini apaçık görmek mümkündür.  Yani Kürt meselesinin olduğunu ve bunun henüz çözüme kavuşmadığını, HDP’nin Kürt meselesi konusundaki bazı istek, görüş ve fikirlerinde haklı olduğunu kabul ediyordur hem DEVA hem de Gelecek Partisi, nokta.