Hafta sonu (29 Ocak) Diyarbakır Stadyumu'nda önemli bir maç var. Amedspor ve Şanlıurfaspor 2. Lig Beyaz Grup’ta zirve mücadelesi anlamında önemli bir maça çıkacak. Bu maça gelmeden sizi biraz geriye götürmek istiyorum.
Aylardan Eylül. Sahada kazanamayacaklarını bilen Bursaspor’un basın yoluyla önce Amedspor’un Bursaspor maçını tarafsız sahada oynamak istiyor iddiaları, güvenlik sorunlarına ilişkin açıklamaları bir algı oluşturmanın başlangıçlarıydı. Maç yaklaştıkça da bunun dozunu iyice arttırdılar. Deplasmana gelmeyen seyirciden tutun da maç yayınına kadar hatta hiçbir şey yokken otele, stadyuma zırhlı araçla gidip gelmenin fotoğraflarını basına vererek bütün kozlarını oynamaya çalıştılar. Tabii bunları yaparken hesapladıkları tek bir şey vardı; genç futbolculardan oluşan kadrolarıyla sahada kazanamayacaklarını bildikleri için tıpkı 2010'daki gibi maçı iptal ettirip 3 puan alma niyetlerindeydiler. Umduklarını bulamayınca da sahadan 2-0 mağlubiyetle ayrılıp Bursa’ya döndüler.
Bir de geçen Aralık ayını hatırlayalım; Batman Petrolspor Şanlıurfaspor maçı, yaşanan tribün olayları sebebiyle tatil edildi. Maçtan 3-0 hükmen galip ayrılan Şanlıurfaspor hanesine 3 puanı yazdırırken buradan çok önemli tecrübeler de kazandı düşüncesindeyim.
Tecrübe kazandı diyorum şöyle ki, hafta başından beri yapılan açıklamalar, yaptırılan hakem değişiklikleri, Diyarbakır’da otel bulamıyoruz algıları bizlerin çok da yabancısı olmadığı hamleler. Daha önce bunları çok gördük çok yaşadık. Bunların bir sonuç vermediğini de gördük. Maç oynanmadan masa başı oyunları ile algı yaratmak bu adil oyuna yakışmaz. Kimseye de bir şey kazandırmaz.
Gittiği deplasmanlarda otel verilmeyen, daha geçen hafta hakem hatasıyla mağlup olan bir takım için rakiplerin bu tür ucuz algıları gündeme getirmesi, bir futbol müsabakasını saha dışına taşıyarak buradan bir beklenti içine girmesi kuşkusuz üzücüdür. Amedspor kurulduğu günden bugüne bu algılarla mücadele etmiş ve etmeye de devam edecektir.