Çocuk Hakları Sözleşmesi

Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 3. Maddesinde

çocuğun yüksek yararı kavramı şu şekilde tanımlamaktadır:

“Çocukla ilgili bütün girişimlerde, çocuğun

yüksek yararı tam olarak gözetilecektir. Ana babalar

ya da sorumluluk taşıyan diğer kişiler bu sorumluluğu

yerine getiremedikleri takdirde, Devlet çocuğa

yeterli desteği gösterecektir.” Çocuğun yüksek

yararı denildiğinde çocukların biyolojik, ruhsal,

ahlaki ve sosyal gereksinimlerinin tümünün karşılanması

anlaşılmaktadır. Çocuğun yüksek yararını

tehdit eden olumsuzlukların başında eğitimsizlik,

yeterli sağlık hizmetlerinden faydalanmama, olumsuz

çevre koşullarında yaşama, sokakta yaşama,

sokakta çalışma, çocuk işçiliği, suça itilme, şiddet

ve çocuklara yönelik ihmal, istismar olarak sayılabilir.

Sokak çocukları ile sokakta çalışıp da gece ailesinin

yanına dönen çocukları ayırmaya yönelik

tanımlamalar 1980’li yılların başlarında hazırlanan

programlarda ortaya konulmuştur. Bu programlarda

“sokak çocukları”; gerçek evleri ailelerinin yanı

olmaktan çok boş araziler ve konutlar olan, sorumlu

bir yetişkinin koruma, denetleme ve yönlendirmesinden

uzak olan çocuklar olarak tanımlanmıştır.

1980’li yılların sonlarında UNICEF Güney Amerika

deneyimlerinden edindiği düşüncelerle, “sokaktaki

çocuklar” ve “sokağın çocukları” gibi bir ayırıma

gitmiştir.