Türkiye’de hayat pahalılığı beraberinde geçim sıkıntısı da getirdi. Enflasyonun yükselmesi ve ürün fiyatlarının artması nedeniyle halkın alım gücü ile birlikte yaşam kalitesi de düştü. 

 Hayat pahalılığı yüzünden zor şartlarda geçinmeye çalışan özellikle de ihtiyaç sahiplerine dün olduğu gibi bugün de devlet şefkat elini uzatmaya devam ediyor. 

Ülkeyi yöneten iktidar tarafından çeşitli isimler altında sosyal yardımın yapıldığı ihtiyaç sahiplerine iş insanları da sahip çıkmalıdır.  Devlet ve iş insanları ihtiyaç sahiplerine yardım ve destekte bulunmak için koordineli bir şekilde hareket ederse eminim hiçbir ihtiyaç sahibi kardeşimiz geçim ve yokluk sıkıntısını ağır bir şekilde yaşamaz.  

Devlet desteğinin yanında her iş insanı da kendi ilindeki ihtiyaç sahiplerine her zaman yardım elini uzatmayı ve yoksullukla mücadele etmeyi bir görev olarak bilmelidir. İhtiyaç sahiplerinin daha da mağdur olmaması, daha da umutsuz kalmaması, daha da geçim sıkıntısı yaşamaması, yaşam kalitesinin daha da düşmemesi, yoksulluğun daha da artıp yayılmaması için devletin yaptığı sosyal yardım ve desteğin yanında tüm iş insanının da elini taşın altına koyarak ihtiyaç sahibi kardeşlerimize her ay yardım ve destekte bulunarak onların  temel ihtiyaçlarını karşılamalıdır.  

 Her iş insanı kendi ilindeki yardıma muhtaç insanları kendi çabaları ya da belediyeler ve kaymakamlıklar vasıtasıyla belirleyerek onlara her  ay erzak ve giyim yardımında bulunmalıdır. Hatta gerekirse durumları daha da düşük olan ihtiyaç sahiplerine erzak ve giyim desteğinin yanında belli bir limite kadar her kış mevsimi boyunca  alışveriş kartı vermelidir diye düşünüyorum.

 Yoksulluk ve ekonomik kriz ile verimli ve başarılı bir şekilde mücadele etmek için iş insanlarının devlet ile ele ele vermesi gerekir.  El birliğiyle, iş birliğiyle yapılamayacak, üstesinden gelinemeyecek hiçbir şey yoktur. Yeter ki yapılan ve yapılacak olan her türlü yardım ve destek gönülden ve Allah rızası için olsun. 

Hayırsever iş insanlarının işi sadece inşaatlar ve fabrikalar yapıp satmak, araziler ve taşıtlar alıp satmak olmasın. İş insanlarının işi sadece açtıkları fabrikada, yapacakları inşaatlarda işçi çalıştırmak olmasın. Her iş insanı bulunduğu ilin ihtiyaç sahiplerinin kanayan yarasına gücü yettiğince derman olmaya çalışmalıdır. 

Her iş insanı kendi ilinde yoklukla, yoksullukla ve geçim sorunuyla boğuşan ihtiyaç sahiplerine karşı kendilerinin de sorumlu olduğunu bilmeli ve ona göre de gereken yardım ve desteği vermelidir.  İşlerinizi büyütmek için gösterdiğiniz her türlü çaba ve gayreti kendi ilinizdeki ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını karşılamak için de göstermenizi istirham ediyorum.  Çünkü bir ülkenin veya bir ilin ekonomik ve toplumsal olarak kalkınması el ve işbirliğiyle yardıma muhtaçlara her anlamda sahip çıkmaktan, onlara şefkat ve merhamet elini uzatmaktan geçer.  

Unutmayalım ki, her birimiz nasıl ki birer engelli adayı isek, yarının bize ne göstereceğini bilemediğimiz için de, hepimiz aynı zamanda yardıma muhtaç birer adaylar arasındayız. Aydınlık, refah ve huzurlu yarınlar için hiçbirimiz elimizi taşın altına koymaktan asla kaçınmayalım, geri kalmayalım. İhtiyaç sahibi kardeşlerimize Allah rızası için her türlü yardımı yaparak her zaman onların hayır duasını alamaya gayret gösterelim.