Kentleşme sürecinde Diyarbakır-3
Kentleşme sürecinde Diyarbakır-3
Doğal gelişim süreci
Dolayısıyla kentlerin gelişim sürecinde fiziksel
planlama yaklaşımları önem kazanmaktadır. Kentsel
gelişim sürecine genel bir çerçeve oluşturan imar
planları aynı zamanda kentsel mekânın fiziksel
biçimlendirmesi sürecini yöneten araçlar
konumundadır. Ancak, fiziksel olarak hazırlanan
kent planlarının, kentin doğal, kültürel ve sosyoekonomik
durumuyla uyuşmadığı, zaman zaman
yönetimsel konularla da çeliştiği, ekonomik getirim
düşüncesiyle planların sık sık yenilenmesinin söz
konusu olduğu söylenebilir. İstanbul, Ankara,
İzmir, Bursa, Adana, Eskişehir, Diyarbakır gibi
büyük kentlerimizde bu gelişmeler açıkça izlenmektedir.
Nüfusta ani artış ve sonuçları
Diyarbakır kenti özellikle son yirmi yılda
sosyal, ekonomik ve mekânsal olarak hızlı bir gelişme
göstermiştir. Bu hızlı gelişim Diyarbakır’da
tekil yapıların artmasını sağlamış, kentin karakterinin
hızla kaybolmasına ve kentin bir yapı yığını haline
dönüşmesine neden olmuştur.
Diyarbakır kentinin mekânsal gelişimi ve dönüşümü
19. yüzyıla kadar bugün kent merkezini
oluşturan Suriçi’nde ve yakın çevresinde olmuştur.
Diyarbakır, son 27 yıldır kırsal alandan aldığı
göçler sonucunda aşırı bir kentsel büyüme olgusuyla
karşılaşmıştır. 1990 yılında 380 bin olan kent
nüfusu ilerleyen yıllarda, bu sayının 4-5 katı nüfusa
erişmiştir.
Kentin fiziki altyapısının bu büyüme baskısı
karşısında yetersiz kaldığı da açıkça görülmektedir.
Diğer taraftan denetimsiz gelişme, kent ve yakın
çevresindeki verimli arazilerin, doğal kaynakların
ve tarihi değerlerin hatalı kullanımları ile tahribini
de beraberinde getirmiştir. DiYarbakır kenti özellikle son yirmi yılda
sosyal, ekonomik ve mekânsal olarak hızlı bir gelişme
göstermiştir. Bu hızlı gelişim Diyarbakır’da
tekil yapıların artmasını sağlamış, kentin karakterinin
hızla kaybolmasına ve kentin bir yapı yığını haline
dönüşmesine neden olmuştur. Diyarbakır kentinin
mekânsal gelişimi ve dönüşümü 19. yüzyıla kadar
bugün kent merkezini oluşturan Suriçi’nde ve
yakın çevresinde olmuştur.
Diyarbakır, son 20 yıldır kırsal alandan aldığı
göçler sonucunda aşırı bir kentsel büyüme olgusuyla
karşılaşmıştır. 1990 yılında 380 bin olan kent
nüfusu ilerleyen yıllarda, bu sayının 4-5 katı nüfusa
erişmiştir. Kentin fiziki altyapısının bu büyüme
baskısı karşısında yetersiz kaldığı da açıkça görülmektedir.
Diğer taraftan denetimsiz gelişme,
kent ve yakın çevresindeki verimli arazilerin,
doğal kaynakların ve tarihi değerlerin hatalı kullanımları
ile tahribini de beraberinde getirmiştir.