Dini anlayışta mitolojik unsurların etkisi-15

Roma döneminde Diyarbakır

M.Ö. 69 yılından M.S. 395 yılına kadar Diyarbakır’da

egemenlik kuran Romalılar, çesitli tarihlerde

sehirde garnizonlar olusturdular. IV. yy ortalarından

itibaren Diyarbakır, Roma Mezopotamyası’nın

baş sehri haline getirildi. Bu dönemde

Romalılar ile Sasaniler, ardından Bizanslılar ile

Sasaniler arasındaki savaşlara tanık olan sehir bu

devletler arasında sık sık el değistirdi.

Romalılar ile Sasaniler arasındaki savaşlardan

birine tanık olan Antakyalı Tarihçi Ammianus

Marcellinus, M.S. 359’da, Diyarbakır, Sasani Hükümdarı

II.Sapur tarafından kuşatıldığı sırada sehirdeydi.

73 günlük kuşatmada yaşananları, “Rerum

Gestarum Libri” adlı kitabında kaydeden Marcellinus’a

göre şehrin o dönemdeki nüfusu 20 bin

kadardı. Marcellinus, kitabında kentin surlar yapılmadan

önce küçük bir kale olduğunu yazar. Bu

kale, Romalılar Dönemi’nde M.S. 349 yılında genisletilmistir.

Sehrin adı bu dönemde “Augusta”

olarak değistirilmisse de bir süre sonra bu isim

unutulmustur. Sasani İmparatoru II. Sapur, bu kuşatmada

(M.S. 359) Diyarbakır’ı ele geçirmesine

rağmen dört yıl sonra yani M.S. 363 yılında sehir

tekrar Romalıların eline geçti ve aynı yıl iki imparatorluk

arasında bir barıs antlaşması yapıldı.

Barış anlaşmasına göre Sasanilere kalan yerlerde

bulunan Hıristiyanlar, Diyarbakır’a göç edecekti.

Antlaşma sonucunda, Sasanilerin eline geçen Nisibis’in

(Nusaybin) Hıristiyan halkı da, Diyarbakır’a

göç etti. Nusaybin’den gelenler bugünkü Dağ

Kapısı ile Mardin Kapısı çizgisinin batısına yerlestirildiler.

M.S. 367–375 yılları arasında I. Valentinian

ve saltanat ortağı kardeşi Valenti döneminde

Nusaybin’den göç eden halkı da içine

alacak şekilde şimdiki Dağ Kapı-Urfa Kapı-Mardin

Kapı arasındaki surlar yapıldı. Sehrin ortasında

kalan ve kenti ikiye bölen Dağ Kapısı ile Mardin

Kapısı arasındaki eski batı surları ise yıktırıldı.