Ezidîlik-1
Ezidîlik, kurucusu kabul edilen Adiyy b. Müsafir
ile baslatılan senkretik bir akımdır. Ansiklopedilerde,
lugatlarda, tarih ve tabakat kitaplarında es-Seyh
Adiy b. Müsafir b. İsmail b. Musa b. Mervan el-
Hakkarî’nin, Adaviyye tarikatının kurucusu, salih
bir zat, ehl-i sünnetten, mesahir-i mesayihten
olduğu ve birçok eser telif ettiği belirtilmektedir.
Suriye’de Baalbek civarında Baytfar’da doğmus,
H. 555 veya 557 (1160 veya 1162)’de Musul’un
doğusundaki Lales’te ölmüs ve oraya gömülmüstür.
İlim tahsilinden sonra tasavvuf eğitimi almıştır.
Hocaları ve arkadaşları arasında Abdülkadir Geylanî
gibi tanınmıs birçok kisi vardır. Kaynaklara göre
tasavvufi eğitimini tamamladıktan sonra irşad için
Hakkâri taraflarına gitmiş, etrafına kendisine inanan
birçok mürid toplanmış fakat müridlerinin ona
olan hüsnü zanlarında aşırıya gitmelerinden dolayı
aralarında haddi aşanlar olmustur.
Ezidîlik inancı incelendiğinde, birbirinden farklı
dinlerle ortak noktalarının olduğu görülmektedir.
Ezidîlikte, vaftiz, evlenmelerde Hıristiyan kiliselerini
ziyaret, şarap içme müsaadesi, sünnet, oruç, kurban,
hac, mezarlar üzerinde İslâmî kitabeler, reenkarnasyon
gibi farklı dinlerle benzesen yönler bulunmaktadır.
Ezidîliğin, vahiy olarak kabul edilen
Kitabu’l-Cilve ile yaratılışın, emir ve yasakların
anlatıldığı Mushaf-ı Res olmak üzere iki tane
kutsal kitabı bulunmaktadır.
Bu kitaplarda verilen bilgilere göre Ezidilikte
zaman ve mekân ile sınırlı olmayan, bütün her
seyi yaratan tek Tanrı inancı vardır. Bu Tanrı, yarattığı
her seyi idaresi altında tutar ve yönetir.
Tanrının varlığı ve birliği inancı yanında, Tanrının
kendi izniyle dünyanın ve insanların işlerini kendilerine
teslim ettiği en üstte Melek Tavus olmak
üzere Melek Tavus ve Melekler dizisi vardır.
Melek Tavus inancı nedeniyle, “Şeytana Tapanlar”
olarak bilinmelerine rağmen Ezidi inancında
Şeytan kelimesi ve “Şeytan’ı çağrıstıran “ş” ve
“t” harflerinin yan yana kullanılmaları yasaktır.
Mushaf-ı Reş’te, şeytan’ın adını veya onu anımsatan
“keytan, ser, sat” ve benzeri kelimeler gibi aynı
sekilde mel’un, la’net ve na’le gibi sözcükleri
ağza almanın yasak olduğu belirtilir. Ayrıca, saratan
(yengeç), hitan (avlu), bustan (sebze bahçesi), bati
(ördek), natt (sıçramak) gibi sözcükleri kullanmak
da yasaktır.