Toplumsal Bellek ve Sinema

Babam çocukluğunu ve gençliğini anlatırken onu dinlemek benim için çok değerli. Çoğu kez o farkında olmasa da bende derin ve anlamlı izler bırakmıştır anıları. Ayrıca anlatırken babamla birlikte zamanda yolculuğa çıktığımın; çocuk babamı, genç babamı izlediğimin asla farkında değil. Bu bir sır.

 

Şimdi düşünüyorum da bende çok ciddi bir bellek oluşturmuş ondan dinlediklerim. Hayatımın akışına da katkı sunmuş. Çünkü dünü bilmek, ancak dünü yaşayanlarla mümkün. Dünden gelen eserlerle mümkün. İlk mağara resimlerinin ışığıyla eriştiğimiz insanlık tarihi gerçekleri inanılmaz gelmiyor mu mesela? Şimdiyle o zaman arasındaki korkunç uzaklık ve bu uzaklığa rağmen bildiklerimiz fazla değil mi sizce de?

 

Sinema da toplumsal belleğe çok ciddi katkılar sunar. Sanatçı eserini oluştururken yaşadıklarından bağımsız değildir, muhakkak izler taşır kendinden, gözlemlediklerinden. Bu nedenle bir filmi izlerken yapıldığı döneme dair birçok fikir edinirsiniz. İnsanlar ne yer ne içer, nasıl giyinir, caddeler, sokaklar, yapılar nasıldır, toplum neler yaşamış, hangi kültürel kodlar var gibi pek çok sorunuzun cevabına ulaşabilirsiniz.

 

Toplumda izler bırakan olaylar o dönemde veya sonrasında belgesellere, kurmaca filmlere konu olur mutlaka. Çünkü sanatçı doğası gereği bilinir kılmak ister, ses olmak ister. Toplumsal belleğin oluşumunda katkı payı olsun ister.

 

Sinema bu bağlamda büyük roller üstlenir. Çünkü bir film yaşam aktarımı noktasında çok yönlü mesajlar iletebilir. Mesela romantik bir filmde yönetmen, çifti bir duvar önünde duran bankta buluşturup arkadaki duvarda döneme ait toplumsal bir sorunu duvar yazısı olarak sunabilir.

 

Bu noktada Kemal Sunal filmlerini anmadan geçemeyeceğim. Çoğu kez sadece gülünüp geçilen ancak toplumsal belleğe değerli katkılar sunan filmler onlar. Çöpçüler Kralı, Kapıcılar Kralı, Kibar Feyzo ve sayamayacağım diğer filmler. Lütfen şimdiden sonra karşılaştığınızda bir de bu açıdan izleyin.