Dini Anlayışta Mitolojik Unsurların Etkisi-36

Süryanilik

Aramî kökenli ilk Hıristiyan topluluk olan Süryaniler,

M.S. 38’de Hz. İsa’nın ilk havarilerinden

Aziz Petrus ve Thomas’ın telkinlerinden etkilenerek

bu dini benimsediler.

Hıristiyanlığı havari Petrus, arkadaşı Thomas,

onun kardesi Adday ve onların şakirtleri Aggay

ve Mara’dan öğrenen Süryaniler, Hıristiyan olduktan

sonra Ârâmî adını kendileri için kullanmayıp bunu

putperest kalanlara bıraktılar ve bir mezhebi ifade

etmek üzere Süryani adını benimsediler. Süryaniler,

kendilerini ilk Hıristiyan ve en eski “Ortodoks”

bir cemaat olarak nitelendirir ve ibadetlerini Süryanice

olarak yaparlar. Süryani Kilisesi, Hıristiyanlıkta

asırlarca devam eden kristolojik tartışmalar

sonucu ortaya çıkan ayrılıklara bağlı olarak, kuruluşundan

itibaren farklı kiliselere ayrılmıştır.

Kilise, kurulduğu ilk dönemde coğrafi konum itibariyle

Doğu ve Batı Kilisesi olarak iki kola

ayrılmış ancak çesitli dönemlerde ortaya çıkan

tartısmalar nedeniyle farklı mezheplere bölünmeye

devam etmiştir. Süryani Kadim, Nesturiler, Keldaniler,

Rum Ortodoks Melkitler veya Süryani

Melkitler, Rum Katolik Melkitler, Maroniler, Süryani

Katolikler ve Süryani Protestanlar gibi pek

çok kola ayrılan Süryaniler arasında, Süryani

Kadim Kilisesi en kalabalık mezhebi olusturmaktadır.

Türkiye’de yaşayan Süryanilerin büyük

çoğunluğu da bu mezhebe mensuptur. “Süryanilik”

dendiğinde de bu grup anlaşılır. Türkiye’de

ayrıca sayıca daha az olan Süryani Katolik ve

Süryani Protestan cemaatleri de vardır.

Süryani Kadim Kilisesi, İznik (325), İstanbul

(381) ve Efes (431) Konsillerini ve bu konsillerde

alınan kararları kabul ederler. Monofizit olmakla

beraber bazı konularda Ermenilerden ayrılırlar.