Sokak hayvanları özellikle de sokak köpekleri son yıllarda insan yaşamını tehdit eden büyük bir sorunmuş gibi sosyal medyanın algı politikası olmaya devam ediyor. Hayvanlara yakınlık göstermeyen, onları anlamakta zorlanan kesim ise bu görüntüler sonucu çevrede bir savaş ortamı göstermek için ikna çalışmaları yürütmüş durumda.

İNSANLAR NEDEN KORKUYOR? 
İnsanlar bu tür korku yönlendirme içeriklerini gördükçe sokakta yaşayan köpeklere karşı duygusal yönde bir korku geliştirdi. Uzanıp dinlenen bir köpeğin yakınından geçmek bile varlıklarından rahatsız olmamıza gerekçe olarak gösterilir oldu. Sosyal medya aracılığıyla paylaşılan viral bir videoda genç kadının uyuyan bir sokak köpeğinin yakınından geçerken havlayan köpeğin korkusuyla kendini trafiğin yoğun olduğu caddeye atması ve kaza sonucu ölmesi bu tür görüntülerin de viralleşmesi, insanların sokak köpeklerine tepkisinin daha da büyümesine neden oldu. 

DİYARBAKIR NE DÜŞÜNÜYOR? 
Mücadele Gazetesi bünyesinde yaptığımız röportajlar sonucunda Diyarbakır'da yaşayan vatandaşlar hayvanların aşılanmasında hem fikir olurken barınaklara götürülmesi konusunda ise endişeli görüşler paylaştılar. Sokak hayvanlarının barınaklarda yetkililer tarafından usûl dışı davranışa uğraması ve vicdanı olmayan yöntemlerle katledilmesi görüntüleri yine medyada ilgi odağı olmuştu. Buna bir çözümün bulunmasının gerekli olduğu hem insanlar hem de hayvanların beraber yaşayacağı bir dünya ile mümkün.

Sokak hayvanları sorunu için ayrıca da Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi sokak hayvanları için bir komisyon oluşturdu. Ortak bir çözüm için görüşmeler hala devam ederken çevre ilçelerdeki belediyelerin de çalışmalara başladığı resmi hesaplar yoluyla vatandaşlara ilerleyen zamanlarda duyurulacak. 

İNSAN YAŞAMI HAYVAN YAŞIMDAN DAHA Mİ ÖNEMLİ? 
İnsanlar hayvanlardan daha önemlidir görüşü, içi doldurulamayan bencilce bir tavır durumu geliştirir. "Komşu komşunun külüne muhtaçtır." Diyen atasözümüz bencillik durumunun aslında kendine zarar verme ile ilişkilendirir. Karşımızdaki insanı nasıl düşünmemiz gerekiyorsa gün gelir katlettiğimiz bütün hayvanların varlığına muhtaç duruma düşmemiz kaçınılmaz olacak. İnsan hayatı hayvan hayatından daha önemli olsaydı Hz Nuh'un Gemisi'nde yer sıkıntısına rağmen her hayvan türü dişi erkek olarak gemiye alınmaz, sadece bir kaç insanın varlığından başka hiçbir şey de bulunmazdı. Hayvanları önemsemeyen kesim gün gelince yaşadığı kıyamet sonucu bu görüşünden ne kadar pişmanlık duyacağı ise tarihin tekerrür etmesinden ibaret olacak. Kedi kıyımı yapan Avrupa'da da veba salgınının baş göstermesi yüzünden 25 milyondan fazla insan hayatından oldu. Her bir varlığın önemli bir nedenden dolayı var olduğunu, yaşamın döngüsel bir şekilde devam etmesi için farklılıklarla güzelleşeceğimizi bilmemiz önemli. Psikososyal deneylerle çalışmalar nasıl bir insanın seri katil olmasına bir neden bulubiliyorsa bir köpeğin de bir nedeni olduğu ve şiddetin önlem alınarak önlenmesi için çalışmalara başvurulması, iki taraf içinde hareket edilmesinin öğrenilmesi faydalı olacaktır.