Diyarbakır’daki Kapılar-2

Diyarbakır’daki Kapılar-2

 

Mardin Kapısı ( Bab-El Tel - Tepe Kapısı )

Şehrin güneyine açılan tek kapı olan Mardin

Kapısı üzerindeki kitabeye göre, 909-910 tarihlerinde

Cemil oğlu Amid’li mühendis Ahmed’in

marifetiyle onarılmıştır. Kapı şu an tek girişlidir

fakat yerden belli bir yüksekliğe kadar görülen

kapı söve kalıntılarından anlaşıldığı üzere daha

önce üç geçişli olduğu anlaşılmaktadır. Kalenin

güneyinde yer alan Mardin Kapısı zamanla köklü

değişimler geçirmiş üç girişi olan kapıdan bugün

yalnız ortada olanı ayakta kalabilmiştir. Günümüzde

sadece doğudaki giriş mevcuttur. Bu giriş şehre

ve dışa açılan kapıları ile çift geçitli olarak düzenlenmiştir.

Mardin kapısı iki katlı olup zemin kat planı

dikdörtgendir. Birinci kata çıkışı sağlayan merdivenler

günümüze ulaşamamıştır. Birinci kat ortada

dikdörtgen iki yanda yarım daire planlıdır. Yarım

dairelerin ortası daire planlı olup üç yönde dikdörtgen

mekânlara açılmaktadır. Kapı, sonradan

değiştirilmiş olan iki silindirik bedenle savunulmuş,

bugün ayakta kalan kapının sağ tarafındaki kemerli

olan geçit, İslâmi döneme aittir.

Bu giriş şehre ve dışa açılan kapıları ile çift

geçitli olarak düzenlenmiştir. Mardin Kapısı

üzerinde yer alan kitabeler Abbasi halifesi Muktedir

Billâh dönemine tarihlidir. Kapı üzerinde İslam

öncesine ait kabartma ve bezemeler görülmektedir.

Yer yer bitkisel motiflerle iç içe kullanılmış yazı

bordürlerinin yanı sıra ayırt edilemeyen hayvan

figürleri bulunmaktadır.__

Dağ Kapısı şehrin kuzeyinde iki silindirik burç

arasında yer alır. Dağ Kapı 1930’lu yıllarda yapılan

yıkımdan zarar görmesine rağmen ana kapı yıktırılmadan

günümüze kadar kalmış ve onarımdan

geçirilerek kullanılmaktadır. Kapı farklı dönemlere

ait yapım evreleri geçirmiştir.

Kapının üzerinde Roma İmparatorunun Latince,

Bizans İmparatorunun Grekçe kitabelerinin yanı

sıra Abbasi ve Mervani dönemlerine ait onarım

kitabeleri yer almaktadır. Dağ Kapı Burcu’nun

üst katında bulunan Mervanî Mescidi, Mervani

Hükümdarı Ebû Nasır Muhammed bin Cehir tarafından

Kitabesine göre hicri 447 yılında yaptırılmıştır.

Buranındaha önceden itfaiye hizmetlerine ayrılmış

olması, yapının tahribatına yol açmıştır.

Dağ Kapı’nın 1980’li yıllar sonrasında işlev kazanması,

sergilere mekân oluşu, şehrin merkezi

alanında kültürel çalışmaların yansıtılması açısından

bir farklılık oluşturmaktadır.

Kapının iç cephesinde kastal (çeşme) bulunmakta

fakat aktif değildir. Kastalin yanında bulunan kabirler,

eski özellikleri göz önünde tutularak korunmuşlardır.

Dağ Kapı’nın üç yanı koruma amaçlı

demir parmaklıklarla çevrilmiş fakat bu haliyle

de yapının rahat biçimde gezilmesini engellemekte

ve görünümünü bozmaktadır.

Üst kata çıkılan taş basamaklar, asıl biçimi

bozmamak endişesiyle onarılmadan bırakılmıştır.

Dağ kapı’nın doğu ve batısında iki dairesel burca

yer verilmiştir. Her iki burcun üzerine de farklı

düzenlemelerden meydana gelen kabartmalar islenmiştir.

Dağ Kapı burcunda avuç içini tümüyle

gösterir biçimde, parmaklar aşağıda dönük tarzda

tek bir taş üzerine el figürü işlenmiştir. El motifi

üzerine Diyarbakır’ı konu alan kaynaklarda herhangi

bir açıklama yer almamaktadır. El figürü halk arasında

‘Peygamberimizin kızı Fatma Ana eli’ olarak

bilinmektedir.

Dağ Kapı farklı devletlerin kitabelerini ve kabartmalarını

taşıyan, bu yönüyle diğer burçlardan

ayrılması gereken farklılıkları içermektedir. Burçta

yeralan el figürü tek örnektir. Hayat Ağacı, motifi

bu burçta bulunmaktadır. Bitkisel motiflerden

üzüm ve yaprak, burçta görülmektedir. Roma- Bizans

Dönemi kalan kitabeler ve Gamalı Haç ile

Abbasîlerden Osmanlılara kadar gelen kabartmalar

bulunmaktadır.

Burçta Abbasilere ait güvercin, hayvan ve bitki

motiflerindeki stilizasyon alabildiğine naif ve

spontane bir biçimde yapılmış oldukları dikkati

çekmektedir. Dağ Kapısı’nın iç tarafı tamamen

Mervan Oğulları dönemine aittir. Dış tarafının

üstü Abbas oğullarıyla Roma ve Bizanslıların stillerini

göstermektedir.

En altta geyik ve geyik avı resimleri, koşan at,

boğa, onların üstünde gamalı haç bulunmaktadır.

Boğa ve arslanlar gamalı haçın altında koşan geyik

resmi hiçbir şekilde Romalılara işaret etmemektedir.

Gamalı haç ve buna doğru karşılık gelen eski bir

aktarımı yansıtmaktadır. Totemizme ait geleneklerin

yansıyan sembolleri olmalıdır.