Diyarbakır Surları ve tarihçesi-8

Diyarbakır Surları ve tarihçesi-8

Bizansın 7 lejyonu bulunuyordu

Günümüzün kent planlamacıları, 200 kişiye

10.000 m2 (1 kişiye 50 m2) kent alanının gerektiğini

belirtmektedirler. Bu takdirde Diyarbakır’ın tümüne

29.120, yarısı büyüklüğündeki alana 14.560 kişilik

nüfus sığmaktadır. Nüfus-arazi ilişkisini irdeleyen

her iki formül de, Gabriel’in ileri sürdüğü gibi

Dağ Kapı ile Keçi Burcu’nu birleştiren hattın doğusunda

kalan alanın, 359 yılının kentine ait olma

ihtimalini çok zayıflatmaktadır. O tarihte kentte

bulunan yedi lejyonun, bazı yardımcılar ve köylerden

kaçıp sığınanlarla birlikte 20.000 kişiyi

geçmediği yolundaki bilgi, kentin yerli nüfusunu

kapsamaz (Gibbon, 987, 34). Bu sayının kentin

asker, yerli, yabancı tüm nüfusunu oluşturduğu

yolundaki kabul, hatalı değerlendirmeleri de beraberinde

getirmiştir (Parla, 2004, 252).  BİzAns–Sâsani savaşları (422) sırasında tahrip

olan Mar-Zuora Kapısı’nın (Ritter, 1844, 31-32)

bugünkü Urfa Kapısı olduğunun anlaşılması, kent

surlarının batı bölümünün 6. Yüzyılda Justinianus

döneminde Urfa Kapısı’nı da kapsayacak biçimde

sonradan yapılmış olduğu yolundaki bir diğer savı

da desteksiz kılmaktadır.

Mardin Kapı-Yeni Kapı arasında yer alan dört

burçta tarih vermeyen altı Bizans kitabesi bulunmaktadır.

Bunlardan 52. burcun ön yüzünde buluna,

Justinianus’un yaptırdığı tahkime ait olmalıdır

(Gabriel, 1940, 161).Gabriel’in, 359 yılındaki

savaş sırasında Konstantius’un 330 yılı civarında

inşa ettirdiği surun kentin batı duvarını oluşturduğunu

öne sürdüğü (Gabriel, 1940:180-182)

Dağ Kapı-Keçi Burcu hattından geçen duvarla

Arapların 7. yüzyılda kenti aldıkları sırada karşılaştıkları

Diyarbakır’ı doğu ve batı olarak ikiye

bölen duvarın özdeş olup olmadığı

bilinememektedir (Beysanoğlu, 187, 154-155).

Bölgede, sur duvarlarıyla kent alanlarının bölündüğü

örnekler bulunmaktadır.