Gerçekçilik ve Sinema İlişkisi
Hiç görmediğiniz bir yerin, bir insanın, bir sanat eserinin fotoğrafını nasıl görmek istersiniz? Çeşitli filtrelerle, ışık oyunlarıyla, lenslerle başkalaştırılmış biçimde mi yoksa en doğal haliyle mi? Öyle sanıyorum ki sorunun yanıtında ortaklaşabiliriz: kendisine en yakın haliyle. Aksi halde fotoğrafçının yaratıcılığıyla harmanlanmış bir eser görürüz. Bu tarz bir merakı giderme noktasında bizim deneyimlemek isteğimizse gerçekçilik olur. Sanıyorum sinemasal gerçekliğe bu örnekle bir girizgah yapmış oluruz.
Sinema tarihi kendini oluştururken pek çok kuramsal bakış açısıyla yoğrulmuştur. Bu kuramlar, sinemanın salt bir eğlence aracı olmaktan çok daha değerli bir anlam ifade ettiğini kanıtlamış, böylelikle sinema yedinci sanat olarak kabul edilmiştir.
Sinema ve gerçeklik ilişkisine dönelim. Sinema kuramlarının en önemlilerinden biri olan gerçekçi film kuramı sinema ve gerçeklik ilişkisi hususunda bize ışık olmuştur. Kurama göre, sinemanın hammaddesi gerçeğin kendisi değildir, bıraktığı izleridir. Sinema bizim için görülebilir gerçeğin kopyasıdır. Bu noktada gerçekçi sinema dendiğinde kuramsal bağlamda akla ilk gelen isim olan Andre Bazin’in “Sinema gerçeğin asimptotudur.” sözü oldukça çarpıcıdır. Yani sinema gerçeğe yaklaşır, yaklaşır neredeyse dokunur ama asla gerçeğin kendisine ulaşamazsınız. Sinema gerçeğin iz sürücüsüdür. Ayrıca gerçekçi kuramda izleyicinin sinemaya dâhil edilmesinin de önemli bir detay olduğunu belirtmekte yarar var.
O halde sinemada gerçekçiliğe erişebilmenin bir yöntemi olmalı. Sinemaya has kurucu ögeleri iyi bilirsek ve bunları gerçekliğe yakınlaştırırsak sinema ve gerçeklik ilişkisini de doğru analiz etmiş ve uygulamış oluruz. Bu ögelerden kısaca bahsedelim. Gerçekçi ve doğal oyunculuk, doğal ışık, kostüm ve makyaj tercih etmek bizleri gerçekliğe yakınlaştırır. Çekimin her bir parçasını kapsayan sinematografik unsurların izleyiciyi gerçekliğe yöneltmesi gerekir. Sahneleme çalışması olan mizansen unsurlarının gerçekçiliğe dönük kullanımı ve mekânda gerçeklik algısı da yine sinemanın diğer bileşenleri olarak sinemasal gerçekliği inşa eder.
Son olarak gerçekçi sinema kuramının biçim ve içerik olarak daha iyi anlaşılabilmesi adına iki film önermek isterim. İlki “Bisiklet Hırsızları” ikincisi “Yurttaş Kane”. Sinemayla kalın.